Etimoloji - Alt Kategoriler :

Yön Sözcükleri Tek Millet Ulus Budun - Bodun Büyü Baymak Baykuş Baklava Tanrı Şaman Abdest Tarih Öksüz Issız Ejderha Renk Değirmen Nitekim VampirBu Kategoriye İçerik Girin. Soru Sorun

İçerikler :

Akıl Kelimesinin Etimolojisi Akil Kelimesinin Etimolojisi Bey İle Büyücü Gavat - Kavat Kelimesi El-Kavvâd Kelimesinden.. Gavat - Kavat Kelimesi El-Kavvât Kelimesinden.. Geniz N Harfi Günümüz Türkiye Türkçesinde Bul.. Kapalı E Harfinin Günümüz Türkçesine Dönüşümü Kişi Zamirleri ve Kökenleri (Etimolojisi) Kültür Kelimesinin Türkçe Karşılığı Hars Keli.. Mehter Kelimesi Farsça Mihtar Kelimesinden Ge.. Monşer Kelimesi Fransızca Mon Cher İfadesinde.. Nikâh Kelimesinin Kökeni Oğuz Kelimesi Boylar Anlamına Gelmektedir Rüzgâr Kelimesinin Etimolojisi Sevan Nişanyan'ın Online Etimolojik Sözlük We.. Sözlerin Soyağacı Tape veya Teyp Kelimesi Fransızca Taper Fiili.. Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati Türkçe'nin Etimolojik Bir Sözlüğü Yoktur Türkçe Tüm Kelimeler Tek Heceli Köklerden Tür.. Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köke.. Ulan Oğlan Kelimesinin Değişmiş Şeklidir Ya- Kökü ve Bu Kök İle Türeyen Kelimeler Yap- Kökü ve Bu Kök İle Türeyen Kelimeler

Bu Sayfayı Paylaş:

Veri

Nikâh Kelimesinin Kökeni

Nikâh kelimesi Türkçe'ya Arapça'dan geçmiştir. Arapça'ya da Farsça Nigâh (birine bakma, gözetme) kelimesinden geçmiştir


Sav

Oğuz Kelimesi Boylar Anlamına Gelmektedir

Oğuz kelimesi boy anlamına gelen Ok (Og) ile çokluk eki olan -z birleşiminden oluşmuş bir kelimedir ve boylar anlamına gelmektedir. Oguz daha sonra Oğuz haline gelmiştir

Sav

Türkçe'nin Etimolojik Bir Sözlüğü Yoktur

Türkçe'nin doğru ve kapsamlı bir etimolojik sözlüğü hala yoktur

Sav

Türkçe Tüm Kelimeler Tek Heceli Köklerden Türemiştir

Türkçe'de tüm kelimeler tek heceli köklerden türemiştir.

Eser

Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü

Sahipleri : İsmet Zeki Eyuboğlu
Türkçe kelimelerin köklerini veren etimoloji sözlüğü.

Eser

Sözlerin Soyağacı

Sahipleri : Sevan Nişanyan
Türkçe kelimelerin köklerini veren etimoloji sözlüğü

Eser

Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü

Sahipleri : Hasan Eren
Türkçe kelimelerin köklerini veren etimoloji sözlüğü

Eser

Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati

Sahipleri : Andreas Tietze
Andreas Tietze'nin Türkçe etimolojik sözlüğü. Yazarın ölmesinden dolayı eserin tüm ciltleri tamamlanamamıştır.

Eser

Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü

Sahipleri : Tuncer Gülensoy
Türkiye Türkçe'sindeki diğer dillerden alıntı olmayan kelimelerin köklerini veren etimoloji sözlüğü.

Eser

Bey İle Büyücü

Sahipleri : Osman Karatay
Türkçe'nin Ortadoğu (Kuzey Irak-Zağros dağları-Azarbaycan) kökenli eski bir dil olduğunu savunmaktadır. Eski Medlerdeki Mag kavramından bir çok dilde (Sami,Hint-Avrupa,Ural-Altay) ortak ve benzer anlamlı kelimelerin (bey, büyücü, devlet vb.. anlamlındaki o dillerdeki kelimelerin benzerliği ve ortaklığı) türetildiğini savunmuştur. Uzun adı "Bey İle Büyücü. Avrasya'da Tanrı, Hükümdar , Devlet ve İktisat Hakkında Dilin Söyledikleri" şeklindedir

Kaynak

Sevan Nişanyan'ın Online Etimolojik Sözlük Web Sitesi

Sevan Nişanyan'ın "Sözlerin Soyağacı" kitabınındaki kelimeleri içeren online etimoloji sözlüğü.

Veri

Rüzgâr Kelimesinin Etimolojisi

Rüzgâr kelimesi Farsça gün,gündüz,zaman anlamına gelen rûzgâr kelimesinden gelmektedir. Rûzgâr kelimesi ise rôz (gün, gündüz) ile kâr (yapan, eden veya yapılan şey) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur


Veri

Akıl Kelimesinin Etimolojisi

Arapça'daki akl (düşünme , kavrama işi) kelimesinden gelmektedir


Veri

Akil Kelimesinin Etimolojisi

Arapça âkıl (akıllı) kelimesinden gelmiştir. Son dönemlerde âkıl yerine akil olarak kullanılmıştır


Sav

Gavat - Kavat Kelimesi El-Kavvât Kelimesinden Gelmiştir

Gavat - Kavat kelimesi Arapça El-Kavvât "koyun sürüsünü güden çoban" anlamına gelen kelimeden gelmektedir. Bu kelime zamanları "kadınları gütme, yönetme" anlamına gelerek "karısı, kızını satan kişi" anlamına gelmiştir.

Sav

Gavat - Kavat Kelimesi El-Kavvâd Kelimesinden Gelmiştir

Gavat - Kavat kelimesi Arapça El-Kavvâd ("idare eden, liderlik eden" anlamına gelen kaade kökünden gelir) kelimeden gelmektedir. Bu kelime zamanla "kadınları yönetme" anlamına gelerek "karısı, kızını satan kişi" anlamına gelmiştir.

Sav

Monşer Kelimesi Fransızca Mon Cher İfadesinden Gelmektedir

Monşer kelimesi Fransızca Mon Cher (arkadaşım, canım, tatlım, azizim gibi bir anlama gelir) ifadesinden gelmektedir

Sav

Ulan Oğlan Kelimesinin Değişmiş Şeklidir

Ulan ve lan hitabet şekli veya seslenme ifadesi , oğlan kelimesinin değişmesinden oluşmuştur. Oğlan kelimesi uğlan > ulan ve lan şeklini almıştır

Sav

Kültür Kelimesinin Türkçe Karşılığı Hars Kelimesini Kullanmak Doğru Olmamıştır

Kültür kelimesinin Türkçe karşılığı olarak kullanılmış hars kelimesi doğru bir tercih değildir. Hars kelimesi Arapçada sadece toprak ekimi anlamına gelmektedir. Cultura (Kültür) terimi Latince sadece toprak ekimi değil aynı zamanda tapınma özelliklerini de belirtmektedir

Sav

Mehter Kelimesi Farsça Mihtar Kelimesinden Gelmiştir

Mehter kelimesi Farsça mihtar (en büyük, en büyük görevli veya hizmetli) kelimesinden gelmiştir

Sav

Tape veya Teyp Kelimesi Fransızca Taper Fiilinden Gelmiştir

Fransızca vurmak, dövmek anlamlarında gelen taper fillinin 3. tekil şahıs halinden İngilizce'ye geçmiştir. İngilizce'den Türkçe'ye ise tape veya teyp şeklinde geçmiştir

İpucu

Kapalı E Harfinin Günümüz Türkçesine Dönüşümü

Eski Türkçe'de ve günümüz Azeri Türkçesinde ve bazı Türk dillerinde olan kapalı e (a'ya bir yakın bir e) günümüz Türkçe'sinde ya E ile ya da İ'ye dönüşmüştür ve bu şekilde yazılmaktadır. Örneğin beş, yeti (yedi), ked (giy) kelimelerinde kapalı E bulunmaktadır ancak bugün Türkiye Türkçe'sinde geçerli değildir

İpucu

Geniz N Harfi Günümüz Türkiye Türkçesinde Bulunmamaktadır

Eski Türkçe'de sık kullanılan geniz N'si, günümüz Türkiye Türkçe'sinde kalmamıştır. Örneğin oN kelimesindeki N geniz N si (geniz N si nğ gibi okunur) korunmamış ve normal N gibi okunmaktadır

Blog

Ya- Kökü ve Bu Kök İle Türeyen Kelimeler

Türkiye Türkçe'sinde Ya- kökü ile başlayan çok sayıda kelime kullanılmaktadır
Türkiye Türkçe'sinde Ya- kökü ile başlayan çok sayıda kelime kullanılmaktadır. Ancak ya-mak eylem kökü kullanılmamaktadır. Bu yazıda bu eylem kökünden türeyen isim ve eylemlere bakacağız.
Ya- kökünün ışımak, parlamak, ateş, yanma ile ilişkili bir anlama geldiği tahmin edilebilir. Aşağıdaki bir kaç kelimeden bunu anlayabilirsiniz.
Ya-n-mak
Ya-k-mak
Ya-l-mak (Parlama, yanmaya başlama)
Ya-l-ap, Yal-ım (Alev, parıltı)
Ya-l-dız>Yıldız
Ya-l-az>Alaz (Alev, parıltı)
Ya-l-dır-ım> Yıldırım
Ya-rı-mak (Işık saçmak, aydınlatmak)
Yal-u-mak>Yaş-u-mak>Işımak
Yaşuk>Işık
Ya-n-gın
Ya- kökünün aslında eski Türkçe'de ñ (geniz n)  olduğu belirtilmektedir. Bu ses Oğuz grubu Türkçesinde y sesine dönüşmüştür. Moğolcada ise n sesine dönüşmüştür. Örneğin Moğolcada aşağıdaki örnekler verilebilir
na- : ışımak
na-r  : parıldamak, ışık saçmak
nar-an  : güneş
Moğolcadaki anlama bakıldığında ya- kökünün ışımak gibi bir köke dayandığı varsayılabilir.
Ya köküne dönüşlülük eki -n getirilerek (döv-(ü)n-mek, kaşı-n-mak gibi) "kendi kendine" ışıma anlamı ile ya-n-mak eylemi türer. Pekiştirme etkisi veren -k eki (bur-k-mak, kır-k-mak gibi) getirilerek ise ya-k-mak eylemi (bir şeyin yanmasını sağlamak) yaratılır. Edilgenlik eki -l ile (sev-il-mek, döv-ül-mek, öv-ül-mek gibi) de ya-l-mak ile de ışıldama anlamı katılmış diye tahmin edilebilir. Geçişsiz fiilileri geçişli hale getiren -r (çık-(a)r-mak, piş-(i)r-mek gibi) eki ile de aydınlatmak, ışıtmak anlamına gelen yar-ı-mak,yar-u-mak eylemi türemiş olabilir.
Ya-n-mak, Ya-l-mak,Ya-k-mak,Ya-r-mak eylemlerine gelen eklerle çok sayıda kelime türemektedir. Yaygın kullanımı devam eden kelimelerin bir kısmı aşağıdaki gibidir :
Ya-l-dız>Yıldız
Ya-l-dız
Ya-l-dır-ım> Yıldırım
Yan-gın
Yan-ık
Yar-u-mak>Yaşu-mak>Işı-mak
Yar-uk>Yaşu-k>Işı-k
Yar-ın (bir sonraki günün sabahı, gün ışıdığı zaman anlamından gelmiştir)
Ya-ğız (Yağız kelimesi kızıl, koyu kahverengi, siyah arasında bir rengi belirtir. Bu kelime de Ya- kökünden gelme ihitmali vardır)

Al, Ala, Ela

Ya-l kelimesinden başdaki y harfinin düşerek kırmızı anlamına gelen Al kelimesinin türediği tahmin edilmektedir. Al kelimesi ateş sonucu çıkan kırmızı-turuncu renkleri belirtmektedir. Hatta karışık anlamına gelen Ala kelimesi de Al-a şeklinde Al kelimesinden türediği düşünülebilir. Ala kelimesi de daha sonra Ela'ya dönmüş ve karışık renkli göz renklerini anlatmak için kullanılmıştır. Ala kelimesinden alaca (karışık renk), alacalı bulacalı, alabalık gibi kelimeler oluşmuştur.

Farsça Alavdan Türkçe Aleve

Bazı kaynaklarda Alev kelimesinin Farsçadan alındığı belirtilir. Ancak bu doğru değildir. Alev kelimesi  Yal-az>Yal-av>Alav>Alev şeklinde oluşmuş bir kelimedir. Yalaz ve Yalav kelimesi alev anlamında Eski Türkçede geçmektedir. Farsça'ya Türkçeden geçmiştir.

Kaynaklar

Web


www.nisanyansozluk.com/?k=Alev&x=0&y=0
www.etimolojiturkce.com/kelime/alev
bilimdili.com/toplum/dil/kasgarli-turkce-mogolca

Kitap

Elifin Öküzü ya da Sürprizler Kitabı , Sevan Nişanyan

Makale

AL Kök Sözcügü, Haluk BERKMEN

Blog

Yap- Kökü ve Bu Kök İle Türeyen Kelimeler

Yap- kökü Eski Türkçede ve bazı Türk dillerinde bir şeyi kaplayacak şekilde örtmek gibi bir anlama gelmektedir.
Yap- kökü Eski Türkçede ve bazı Türk dillerinde bir şeyi kaplayacak şekilde örtmek gibi bir anlama gelmektedir. Bu anlamdaki bir  kullanım Türkiye Türkçesinde artık kalmamıştır. Ancak bu kök ile ilgili kelimeler ve eylemler yaygın olarak kullanılmaktadır.
Yeni bir şey oluşturmak, meydana getirmek anlamına gelen ve bugün Türkiye Türkçesinde yaygın olarak kullanılan "yapmak" fiili aslında üstte belirtilen "örtmek" anlamında verilen "yapmak" fiilidir. Örtmek anlamına gelen ilk anlam, örneğin bir binayı "yapıp" en son çatıyı "örtmek" gibi bir anlamda kullanıldığından bugünkü "yapmak" anlamına genişlemiş olma ihtimali vardır.
Yapmak gibi kapmak (kap-a-mak) fiili de örtmek anlamına gelen yap kökünden benzeşme yoluyla oluşmuş bir kök olabilir. Yap- kökü örtmek, bir şeyi kaplama, kapamak gibi bir anlama gelmesinden dolayı, kap kökü de bu kökten türetilmiş olabilir. kap ve yap köklerinin benzerliğinden dolayı birinin diğerini etkilediği tahmin edilebilir.
Aslında "kapmak" fiili (kaplamak anlamında) bugün kullanılmamaktadır. Ancak Anadolu ağızlarında hala  bulunmaktadır. Ünlü türküde
Manda yuva yapmış söğüt dalına
Yavrusunu sinek kapmış gördün mü ?
şeklinde söylenir. Türküdeki kapmış ifadesi manda yavrusun tamamen sinekle kaplanmış olduğunu belirtir. Bazı kaynaklarda "sinek ısırması" olduğu da söylenir ancak ben kap kökünün ısırmak anlamına geldiğini bir kaynakta görmedim. Ancak yörede bu anlamda da kullanılıyor olabilir.
Konu dışı olarak belirtelim ki manda söğüt dalına çıkıp yuva yapmıyor. Söğüt dallarından yapılan bir yuvada yaşıyor. Yukarıda da zaten kapmak eylemini açıkladık. Bu türkünün sözlerinin saçma olduğunu söyleyip türkülere ve Türklere hakaret etmeye çalışan bir hayli cahil var bu ülkede.
Yap kökünden gelen diğer önemli kelime de yap-ış-mak fiilidir. Yap köküne -iş (işteşlik, karşılılık) veren ek ile yap-ış-mak fiili türemiştir. Bu fiil iki şeyin birbirini örtecek şekilde birleştirilmesi anlamından türemiş olmalıdır.
Yaprak kelimesinin de yap kökünden geldiği düşünülmektedir. Yapurgak kelimesinden yaprak kelimesi türemiştir. Ağacın yapraklarının güneşin ışıklarını örtmesinden dolayı bu adın verildiği tahmin edilmektedir.
Sonuç olarak yap kökü ile ilgili aşağıdaki kelimeler vardır
yap-mak
yap-ı
yap-ıt
yap-ış-mak
yap-ış-kan
yap-ış-tır-mak
yap-ış-tır-ı-cı
yap-r-ak
kap-mak (kaplamak anlamında)
kap-la-mak
kap-at-mak

Eski Türkçe'de yapçın (yapçun, yawçun) ifadesi tutmak-yapıştırmak gibi bir anlama gelmektedir. Yapçur (yawçur)  yapışmak, tutkal, yapıştırıcı anlamlarında kullanılmıştır.

Blog

Kişi Zamirleri ve Kökenleri (Etimolojisi)

Türkçe'de kişi zamirlerinin etmilojik kökenleri ve diğer Ural-Altay dilleri ile olan benzerlikleri
Türkçe'de kişi zamirleri aşağıdaki gibidir :
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
İlk bakışta aşağıdaki gibi bir ilişki görülür
B : Ben ve Biz
S : Sen ve Siz
O : O ve Onlar
Görüldüğü gibi birinci tekil ve çoğulda B, ikinci tekil ve çoğul şahısta S ve üçüncü tekil ve çoğul şahısta O harfi dikkat çekmektedir.
Diğer dikkat çeken ilişki -en ve -iz dönüşümüdür :
B-en > B-iz
S-en > S-iz
Üçüncü dikkat çeken konuda üçüncü çoğulun -lAr (lar,ler) çoğul eki ile yapılması
O > O-n-lar
Dikkat çeken bu üç ilişkiyi dilbilimcilerin açıklamalarına bakalım.
Öncelikle bir çok Türk lehçesinde (veya dilinde) ben yerine men, min gibi m ile başlayacak şekilde kelimeler kullanılmaktadır. Bu nedenle birinci tekil şahıs için b gibi m'yi de değerlendirmek gereklidir.  m~b değişimi Türk dillerinde yaygın bir dönüşümdür. (boncuk~moncuk, binmek - minmek)
Diğer bir bilgi de bazı Türk lehçelerinde (veya dillerinde) o yerine ol veya ul kullanılır. Yani bu dillerde üçüncü tekilde l harfi kendisini gösterir. Türkiye Türkçesinde zamanda l düşmüştür. Türkçe için aşağıdaki genel durum verilebilir
Ben/Men
Sen
O/Ol
Biz
Siz
Onlar
Önemli Ural-Altay dillerinde kişi adılları aşağıdaki gibidir :
TürkçeCuvaşMoğolMançuMacarFinEstonca
BenEpêBiBiEnMinaMina
SenEsiÇiSiTeSinaSina
OVilEne / Terİ / TereÖHanTema
BizEpîrBidBe / MuseMiMeMeie
SizEsirTaSi / SuweTiTeTeie
OnlarVîsemTedCe / TeseÖkHeNemad

Ben ve Sen

Moğolca ve Tunguzcada ben ve sen için kullanılan kelimeler aşağıdaki gibidir :
Bi (Moğolca) - Bi (Mançuca) = Ben
Çi (Moğolca) - Si (Tunguzca)  = Sen
Moğolca ve Mançuca arasında bir ç~t~s dönüşümü bulunur. Bu açıdan Moğolcadaki sesin s'den türediği düşünülebilir.
Çuvaşça'da ise
Epî ~ Ep = Ben
Esi ~ Es =  Sen
Ural dili olan Fince ve Estoncada ise
Mina = Ben
Sina = Sen
şeklindedir.
Macarda ise
En = Ben
Te = Sen
şeklindedir. En kelimesinde b veya m düşmüş olabilir. Sonuç olarak Ural-Altay dilleri için ben için b~p~m dönüşümünden b ve sen için de ç~t~s düşünüldüğünde s harfleri görülmektedir. Bu duruma göre Ural - Altay dilleri ile ilgi aşağıdaki gibi bir sonuç çıkarılabilir
Ben için b~p~m
Sen için  s~ç~t
Toplu olarak bakarsak aşağıdaki gibidir :
Ep(Çuvaş) ~  Bi (Moğol) - Bi (Mançu) ~ Be-n (Türkçe) ~ E-n (Macar) ~  Mi-n-a (Fin-Eston)
Es (Çuvaş)  ~  Çi (Moğol) ~ Si (Mançu) ~ Te  (Macarca) ~ Se-n (Türkçe) ~ Si-n-a (Fin-Eston)
Matthias Alexander Castrén'e göre bu diller ortak Altayca denilen bir dilden türemişlerdir ve ben , sen ve o kelimelerinin ilk hâli aşağıdaki gibidir :
Bin : Ben
Sin : Sen
İn : O
Ben ve sen kelimesindeki n sesinin açıklaması Castrén'e göre bu şekildedir.  O zamirinin çoğulunun o-n-lar olması da o zamirinin in olabileceğini göstermektedir. Moğolcada O yerine Ene , Fincede Han şeklinde n sesi yaşamaktadır.  İlginç bir şekilde n harfi aynı zamanda n zamiri adı verilen bir ses olarak da Türkçede yaşamaktadır :
bu-(n)-lar
o-(n)-dan
şu-(n)-la
evdeki-(n)-den
o-(n)-un
Bu n sesi , zamirlere gelmektedir. Dikkat edilirse kelime sonlarının ünlü, eklerinde ünsüz ile başlamasına rağmen bu n sesi araya girmektedir. Halbuki normal koşullarda bu tür bir kaynaştırma sesine gerek yoktur. Bu-lar, o-dan, şu-la, evdeki-den denilebilirdi. Bu durum , n sesinin teklik belirten bir ek olması görüşünü destekler. Bu şekilde kullanılan n sesine Zamir n'si adı verilir.
Sonuç olarak ben kelimeleri için b~p~m ve Sen kelimeleri için de ç~t~s sesi ve bunlara eklenen bir n sesi dikkat çekmektedir.

Biz ve Siz

-z eki artık kullanılmayan ve çokluk (veya ikizleme) ekidir. Bazı kelimelerde yaşamaya devam etmektedir. Özellikle beden ile ilgili birden fazla olan organlarda görülmektedir :
gö-z
di-z
omu-z
Bu nedenle Bi-z ve Si-z deki z eki çoğul eki olmalıdır. Yani Ben-ler = Biz , Sen-ler = Siz gibi düşünülebilir.  Örneğin Çuvaşçada Epir (Biz) ve Esir (Siz) şeklinde olması da ilginçtir. Genel Türkçe ile Çuvaş dili arasında her zaman bir R-Z dönüşümü olduğu düşünülürse aslında kelimeler Epiz, Esiz gibi kabul edilebilir. Benzer bir şekilde Çuvaşça Onlar, Vîsem anlamına gelir ki -sem Çuvaşça -lar ekinin karşılığıdır ve  Vil , O anlamına gelmektedir.
Bi-z ve Si-z gibi olması da Castrén'in Ana Altay dilinde Ben, Sen ve O'nun Bi-n, Si-n, İn olduğu tezini de desteklemektedir.  Diğer Ural-Altay dillerinde de Bi~Mi veya Si~Ti~Çi gibi olması da Bi-, Si kökünün varlığını göstermektedir.
Bu durumda Türkçe kişi zamirlerinin oluşumu aşağıdaki gibi olmalıdır.
Bi-n > Ben
Si-n  > Sen
İn > On > O
Bi-z > Biz
Si-z > Siz
İn-ler veya On-lar > Onlar




Bu Sayfayı Paylaş:

İletişim Bilgileri

Takip Et

Her Hakkı Saklıdır. Bu sitede yayınlanan tüm bilgi ve fikirlerin kullanımından fibiler.com sorumlu değildir. Bu sitede üretilmiş , derlenmiş içerikleri, fibiler.com'u kaynak göstermek koşuluyla kendi sitenizde kullanılabilirsiniz. Ancak telif hakkı olan içeriklerin hakları sahiplerine aittir