İslam - Alt Kategoriler :

Allah Kuran-ı Kerim Ramazan Kandil Geceleri Örtünme Mülkiyet ve Servet Aile Kutsal Binalar ve İbadethaneler Tasavvuf Abdest Ezan Ef'âl-i Mükellefin Kabir Azabı İftiraBu Kategoriye İçerik Girin. Soru Sorun

İçerikler :

Allahu Ekber Amel Anter Antikapitalist Müslümanlar Manifestosu Antikapitalist Müslümanlar Manifestosu Arap Medeniyeti - Arap-İslam Medeniyeti Ashab-ı Yemin Aynî - Bedreddin - Mahmud el-Aynî Celle Celâl - Celle Celaluhu - c.c. Cenaze Namazı Darülharp - Dar-ül harb Darülislam - Dar-ül İslam Din Günü Ehl-i Kitap Fakih Farz Fâsık Fazlur Rahman Mâlik Fıkıh Fukaha Gazâ Gazali - Gazzâlî Haram Harbî İcmâ - İcmâ-i Ümmet İslam Hukuku Laikdir İslam - İslamiyet - Müslümanlık İslam Medeniyeti İslam Medeniyeti Kavramı 19. Yüzyılda Ortaya .. Kıyas-ı Fukaha Mahşer Medrese-i Yusufiye Medreset-üz Zehra - Medresetüzzehra Mekrûh Meşveret Usulü - Usul-ü Meşveret - Meşveret S.. Mübâh Müfsid Müsta'men Müstehap Seyyid Ahmed Han - Sir Seyyid Sırat Köprüsü - Sırât Köprüsü Sur - Sûr Sünnet Tekbir Tûbâ - Tuba - Tûba Ümmet Vâcib Zımmî Zındık

Bu Sayfayı Paylaş:

Kavram

İslam - İslamiyet - Müslümanlık

Tanım: Tek tanrı inancı (Allah) olan ve Hz Muhammed'in peygamber olduğu, Ortadoğu'da Arap yarımadasında ortaya çıkmış din. İslam kelime anlamıyla "teslimiyet" anlamına gelmektedir ve inananlar için Müslüman ifadesi kullanılır

Kavram

Din Günü

Tanım: Tüm insanların yaptıkları sebebiyle hesaba çekileceği , cezalandırılacağı veya ödüllendirileceği zaman dilimi. Gün ifadesi dünya günü değildir ve belirli bir zaman dilimini belirtmektedir. Ahiret günü , ceza günü, kıyamet günü, hesap günü olarak da adlandırılmaktadır

Kaynak

Antikapitalist Müslümanlar Manifestosu

Anti kapilast müslüman manifestosunun resmi sitesi

Manifesto

Antikapitalist Müslümanlar Manifestosu

Müslümanları Kapitalizm'e ve Emperyalizm'e Karşı Çıkmaya Davet Eden Manifesto

 

İTİRAZ

İnsanlık hüsrandadır. Dünya uçuruma yuvarlanmaktadır.

 

Antik çağların verimlilik, başarı ve altın tanrısı Mamon modern zamanların tanrısı olarak geri döndü.

 

Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavarın totemi para, tabusu mülkiyet oldu. İnsanlık alemi tefeci bankerlerin eline düştü.

 

Ülkelere borç verip halkların faizle kanını emmektedirler. “İktisat bilimi” dedikleri bundan başka bir şey değildir.

 

Haysiyet, şeref, onur, aşk her şey para ile alınır satılır hale geldi. Toprak, hava, su, ateş, rüzgar, yağmur, ekin, doğa her şey Kapitalist oburların kâr hırsına meta yapıldı.

 

Her gün 1 milyar insan aç sabahlıyor.

 

Afrika kıtasının açlık sorununu gidermek için 40 milyar dolar yeterken, sadece bir kapitalist 72 milyar dolar servetle yaşıyor.

 

İki tefeci bankerin 99 koyunu varken, geri kalan tüm insanlığa bir koyun düşüyor. Onu dahi almak istiyorlar.

 

Yeryüzünde kan döküp fesat çıkarıyorlar. Ekini ve nesli talan ediyorlar. Savaş planları yapıp ülkeleri işgal ederek kendilerine yeni pazarlar açmak istiyorlar. Allah’ın tüm insanlar eşitçe paylaşsın diye yarattığı yeryüzü nimetlerine, doğal kaynaklarına, rızık ve rızık kaynaklarına iştahla, hırsla, kibirle, hasetle saldırıyorlar. İnsanlık tümüyle onlara köle olana kadar da bu hırslarından vazgeçmeyecekler.

 

Kapitalizm Allah’ın düşmanıdır. İnsanlığın, doğanın, yoksulun, açın, mahrumun düşmanıdır. Bu düşmanlık onun varlık nedenidir.

 

Bizler çağın kalbini arıyoruz.

 

Cenneti istiyoruz; sınırsız, sınıfsız bir adalet ve barış yurdu (darusselam) istiyoruz.

 

Allah’ın herkese yetecek mülkü olan dünyasında, Allah’ın kullarının mülkiyet savaşları ile aç ve açıkta kalmamasını, maddi ve manevi temel ihtiyaçlarının susuzluğunu çekmemesini ve güneşin sıcağında yanmamasını istiyoruz.

 

Varolan duruma yürekli bir protesto, kalpsiz dünyaya kalp, ruhsuz koşullara ruh gerek.

 

Mazlumun içli çığlığı gür bir sedaya, insanlık vicdanı yeni bir dile muhtaçtır.

 

KİMLİK

 

“Müslüman”, bütün zamanlarda ve mekanlarda ezeli ve ebedi evrensel adımızdır. Yerlerde ve göklerde bütün mülkün Allah’a ait olduğu gerçeğini teslim edenler, bundan razı olanlar, bu nedenle de doğal düzendeki barış halini bozmayanlar, doğal barış halini sürdürmek ve yaşatmak isteyenler demektir.

 

Kapitalizme karşı oluşumuz ise tarihsel bir vurgudur. Çünkü çağımıza egemen olan sistemin adıdır Kapitalizm. Her peygamberî mesaj kendi zamanının egemen sistemine karşı durmuştur. Bunun için “Antikapitalist” vurgusu yapıyoruz.

 

Antikapitalist her çıkış ve söylemi dini inancının veya inançsızlığının, ırkının, dilinin, renginin, ideolojisinin ne olduğuna bakmaksızın doğal müttefikimiz olarak görüyoruz. Onlarla aynı platform ve mücadele ortamlarını paylaşmak istiyoruz.

 

Antikapitalist Müslümanlar kapitalizme karşı oluşlarını itikadi bir temele dayandırır. Tevhid ilkesini hareketin merkezine alır ve Kuran’dan aldığı ilhamla bu ilkeyi güçlü bir şekilde vurgular:

 

“De ki, ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah'ın resulüyüm. O Allah ki, göklerin ve yerin bütün mülkü O'nundur. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur…” (A’raf; 158)

 

Tevhidi üçlü saç ayağına oturtur. Allah’tan başka ilah ,güç, otorite yoktur. Çünkü yerlerin ve göklerin bütün varlıkları ona aittir, mülkün tek sahibi O’dur. Bunu bütün Peygamberler dünya insanlarına haykırmışlardır. Peygamberlerin pratiğinde şekillenen yaşam tasavvuru bizim de yolumuzu aydınlatan örnektir.

 

Antikapitalist Müslümanlar tevhidi, yaşamdan kopuk soyut bir düşünce olarak görmez. Tevhidi, insanlığı bir ve eşit görmek olarak anlar ve onu hayatın içinde ete kemiğe büründürmenin yollarını arar. Tevhidin zıddı olan şirkin temelinin ise “sınıflı toplum” olduğuna inanır.

 

Şirkin en büyük sebebi mülk edinme arzusu olmuştur. Bu arzu toplumda sınıflı yapıları oluşturmuş; mülkiyeti elinde bulunduranlarla ona bağımlı yaşayan işçiler, yoksullar, gençler, kadınlar arasında adaletsiz bir dünya oluşturmuştur. Mülk sahipleri yönetme hakkını da ellerinde bulundurmuşlar, haksız yasalar yoluyla hem mülklerini hem de iktidarlarını garanti altına almışlardır. Geçmişten günümüze bütün peygamberler bu şirk düzenlerini ortadan kaldırmak için mücadele etmişlerdir.

 

Antikapitalist Müslümanlara göre değer, Allah’ın nimeti ile emeğin buluştuğu alandır. Ancak emek değer üretir. Sermaye değer üretmez. “İnsana emeğinden başkası yoktur” (Necm; 39) ayeti temel dayanak noktalarından birini oluşturur. Anti kapitalist Müslümanlar emeğin dışındaki bütün kazanım yollarını reddeder. Faiz (riba) ya da emek sömürüsü şirk sisteminin ana unsurudur. Bu yüzden “mülkiyet hakkı”nı özgürlüğün bir göstergesi değil; hegemonya ve otorite kurmanın bir aracı olarak görür. Çünkü sermaye gücünü elinde bulunduranlar, buna sahip olmayanların özgürlüklerini de gasbeder.

 

Buna karşılık Antikapitalist Müslümanlar ortaklaşacılığı savunur. Herkes emeğinin karşılığını almalıdır. Hiç kimse bir başkasının ürettiği emeğin değerine el koymamalıdır. Bilgi, servet ve iktidar belirli ellerde toplanmamalı, genele yayılmalıdır. Allah’ın nimeti bütün yaratılanlar içindir. Bir grup mutlu azınlık için değil!

 

“Mallar içinizden sadece zenginler arasında dönüp dolaşan bir devlet olmasın.” (Haşr: 7)

 

Antikapitalist Müslümanlar bu çerçevede kapitalizm karşıtlığını sadece söylem düzeyinde değil; pratik olarak da yaşama geçirme iradesindedir. Alternatif bir çalışma, iş bölümü ve yaşamı örgütler. Antikapitalist Müslümanlar tüm gönüllülerini ihtiyaçtan fazla mal biriktirmemeye, ellerinde ihtiyaç fazlası her türlü birikimi paylaşmaya çağırır. Eldeki birikimin ranta (ihtiyaç fazlası ev, bina, arsa, altın, para...) yatırılmasını Kuranî tabirle “kenz” (biriktirme) olarak tanımlar ve bunu Allah’a ve halka karşı işlenmiş suç olarak görür.

 

Keza her tür faiz, emek sömürüsü, kamu imtiyazı ve bilgi tekeli oluşturarak elde edilen servetleri suç içerdiğinden sorgular. Antikapitalist Müslümanlar ; bütün Peygamberler, erdemli toplumlar ve insanlar gibi kendi gönüllüleri başta olmak üzere tüm insanları, lüks tüketimden, israftan, gösterişten uzak,gayet sade, mütevazi, zühde dayalı paylaşımcı bir hayat sürmeye ve haklıksızlığa karşı adaletin tesisi için devrimci bir mücadeleye çağırır. Yeryüzü nimetlerinde bütün insanlığın hakkı olduğuna ve bu nimetlerin insanlar arasında eşitçe paylaşılması için yaratıldığına inanır:

 

“Orada ihtiyacı olanlar için eşitçe olmak üzere dört mevsim rızık ve rızık kaynakları takdir etti.” (Fussilet; 10).

 

Antikapitalist Müslümanlar; devleti, ilelebet payidar olması düşünülen statükonun dayatma gücü değil; özgürlüğün koşullarını oluşturacak bir araç olarak görür. İnsanın bütün benliği ile yaşam süremediği bir ortamda devletin varlığı ancak zulüm üretir. Tek bir kişinin burnunun kanamasına dahi devletin bekası adına razı olmaz. Adaletin gerçekleşmesi adına devleti alabildiğine sorgular.

 

İnsanların yaratılışından gelen bütün değerlerini savunur. “Sizin renkleriniz ve dilleriniz Allahın ayetleridir.” (Rum; 22) vahyi, bakış açısını belirler. Dilinden, renginden, düşüncesinden, inancından ya da inançsızlığından ötürü kimsenin hakkının yenmesine razı olmaz ve hakkı yenmişlerin yanında olur , onlarla birlikte “Allah’ın ayetleri”nin savunusunu yapar. Antikapitalist Müslümanlar, tüm halkların olduğu gibi Kürt halkının hak ve özgürlük taleplerini bu minvalde destekler. Ermeni halkının uğradığı zulme karşı çıkar. Her tür inkarı, asimilasyonu, katliamı zulüm ve insanlık suçu olarak görür. “Haksız yere bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüştür” ayeti mucibince tek bir ölümü bile insanlığın tümüne yönelik soykırım girişimi olarak görür.

 

Türk, Kürt, Arap, Çerkes, Arnavut, Rum, Ermeni vb. olsun olmasın bütün ezilenleri ve mazlumları tek bir millet olarak telakki eder. Zalimlerden başkasına düşmanlık beslemez. Adem’in çocukları olması sebebiyle ve tevhid ilkesi gereğince bütün insanları bir ve eşit görür.

 

Devletin her türden ırk, din, mezhep, resmi ideoloji ve şahıs vurgusundan arındırılması gerektiğini savunur.

 

Ortak iyiye ait kavramlar; hak, hukuk, adalet, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik yeterlidir.

 

Din, Antikapitalist Müslümanlar için hayatın bütününü kapsayan yaşam biçiminin adıdır. Sevgiyi, merhameti, adaleti, eşitliği, özgürlüğü savunmak dinin özüdür. Her din ve inanışın bu ulvî amaçlara ulaşmak için bazı ritüelleri vardır. Ve bu her inanışta farklılık arzeder. Anti kapitalist Müslümanlar bütün ibadet etme biçimlerini hak görür. Sünni çoğunluğun diğer inançlar ve ibadet etme biçimleri üzerinde söz sahibi olmasına karşıdır. Alevilik gibi diğer tüm inanç gruplarının da kendi ibadet koşullarını belirlemesi gerektiğine inanır. İnançları, mezhepleri ve meşrepleri ne olursa olsun, bütün bir insanlık ailesinin eşitliğini savunur.

 

Antikapitalist Müslümanlar inançsız kesimler için de aynı şeyi düşünür. Kimse Allah’a inanmaya ve bir dine girmeye zorlanamaz. Hiç kimse bir başkası üzerinde otorite kurma hakkına sahip değildir. İnançları ve ritüelleri yargılama, sorgulama ve ötekileştirme aracı olarak görmez. İnsanların sadece zarara yol açan davranışları sebebiyle, ötekine karşı sorumlu ve hesap verme durumunda olduklarına inanır.

 

Sömüren sömürülen ilişkisinde kimlik testi yapmaz. Sömürülen insanların inancının önemi olmadığı gibi, sömürenlerin inancı da önemsenmez. Zulüm alnı secdeli kişilerden gelse dahi Antikapitalist Müslümanlar zulme karşı durur. Taşeron firmalarda, ne zaman işten çıkarılacağını bilmeden açlık sınırının altında yaşayan işçiler, işsizlik sarmalında boğulan milyonlarca genç, etnisite kurbanı ve inanç ayrımına uğrayan halklar, gelenek ve modernite arasında sıkışıp kalarak erkek egemen anlayışın sonucu haksızlığa uğrayan kadınlar için Antikapitalist Müslümanlar ısrarlı ve tavizsiz bir mücadelenin içindedir.

 

“Biz ezilenleri yeryüzünde önderler yapmak istiyoruz” (Kasas;5) ayeti gereğince ezilenlerin adaleti, eşitliği, kardeşliği, merhameti ve paylaşımı esas alan iktidarını savunur.

 

Bundan dolayı Antikapitalist Müslümanlar aynı zamanda anti-emperyalist bir kimliğe sahiptir. Kapitalizmin yeni hammaddeler bulması ve yeni pazarlar oluşturması adına, milyonlarca insanın öldürülmesi, tecavüze uğraması, yerlerinden ve yurtlarından sürülmesi kabul edilemez. Emperyalist kuşatmaya karşı, halkların birliğini ve ezilenlerin devrimci mücadelesini savunur. Anti emperyalist duruşumuzun kaynağı da vahiydir:

 

“Size ne oluyor da Allah yolunda o ezilen erkekler, kadınlar ve yavrular uğruna savaşmıyorsunuz ?” (Nisa 75)

 

Peygamberlerin yolunu; tarih boyunca ezilenlerin sesi, mazlumların içli çığlığı ve çağımızda devrimci mücadelelerin esin kaynağı olarak görür ve hepsini selamlar.

 

Antikapitalist Müslümanlar bu perspektiften yola çıkarak doğaya, insana ve eşyaya bakışını belirler. Hiçbir kişisel, etnik, dini ya da sınıfsal bir gücün insanların tümü üzerinde otorite (hegomonya) kurma hakkı yoktur. Evrenin işleyiş kanunları, doğal yasalar, evrensel ahlak ilkeleri, ortaklaşacı toplulukların gönüllü sözleşmelerinden doğan hükümlere uymak yeterlidir. “Lailaheillallah” esasında bu demektir.

 

Tüm farklılıklarıyla birlikte “adalete dayalı bir dünya düzeni”ni mümkün görür.

 

Yeryüzündeki tüm dinlerin ideal dünya ülküsünü ifade eden cenneti, sınırsız ve sınıfsız özgür dünya olarak anlar. Böylesi başka (öteki) bir dünyaya inanır ve gerçekleşmesi için çaba serfeder…

 

ÇAĞRI

 

Zincirleri kırmak ve 'kölelere özgürlük!' demek için!

 

Diri diri gömülen kızlara, yok edilen hayatlara, fâil-i meçhûllere “hangi suçlarından dolayı öldürüldüler” demek için!

 

Bedeni metâlaştırılan, kişilikleri değil; dişilikleri kimlikleştirilen, din, örf, töre adına hakları elinden alınan ve yok sayılan kadınların özgürlüğü ve eşitliği için!

 

Başörtüsüne şartsız özgürlük için!

 

Çocuklarımızı robotlaştıran ve senelerce resmi ideoloji yoluyla uyutan ve öğüten zorunlu eğitim dayatmasına hayır demek için!

 

Zorunlu askerliğin zulüm, vicdani reddin ise insanî bir hak olduğunu haykırmak için!

 

Yeryüzünde bozgunculuk yapanlara, ekini ve nesli ifsat edenlere karşı ses çıkarmak: 'Güneş, rüzgar bize yeter!' demek için!

 

Kapitalizme abdest aldıranlara, devletin davranışlarını değiştirmeyip kendi davranışlarını devlet yapanlara, alternatif ekonomi-politik sistem üretmeyip mevcut sömürücü sermaye sınıfına dahil olanlara, kamu imtiyazı kullanarak servet toplama yarışına girenlere, dindarlık ve muhafazakarlık adı altında şahsi ikbal peşinde koşanlara “hayır” demek için!

 

Hırsızlığın, yolsuzluğun, çapulun, yağmanın siyaset zannedildiği, talanın ve haram yiyiciliğin küstahça ve hoyratça hüküm sürdüğü bir ülkede, 'Allah, ekmek ve özgürlük' demek için!

 

Tüm ezilen insanlarla birlikte Allah'ın bizlere bahşettiği haklarımızı almak için Antikapitalist Müslümanlar Hareketi’ni kuruyoruz.

 

Yüreğimizde başka bir dünya var.

 

Adalet ve barış yurdu var.

 

Kalpsiz dünyanın kalbi var.

 

Mülk Allah’ındır!

 

Not : Bu manifostanun ana sitesine http://www.antikapitalistmuslumanlar.org bağlantısından ulaşabilirsiniz

 


Kavram

Ashab-ı Yemin

Tanım: Ahiret gününden amel defterleri sağdan verilecek olan kişiler. Kuran-Kerim'de bu kişiler için cennete girecekleri belirtilmiştir

Kavram

Mahşer

Tanım: Toplanılan yer
Tanım: Çok kalabalık
Tanım: İslam'da ölenlerin dirildiğinde toplanacağı yer

Kavram

Ümmet

Tanım: Hz. Muhammed'in takipçisi olan ve İslam'a inanan insanların oluşturduğu topluluk, cemaat
Tanım: Bir din, inanç, peygamber etrafında birleşmiş topluluk

Kavram

İcmâ - İcmâ-i Ümmet

Tanım: İslam'da , dini bir meselede, islam bilgilerinin ve ümmetin aynı fikirde olmaları ve aynı kararı vermeleri

Kavram

Fukaha

Tanım: Fakih ifadesini çoğulu. Fıkıh alimleri

Kavram

Fakih

Tanım: Fıkıh alimi

Kavram

Fıkıh

Tanım: İslam kaynaklarından (Kuran, hadis gibi) yararlanarak tespit edilen, din ve dünya yaşamı ile ilgili tüm kurallar ve bu kuralların tespiti için yapılan çalışmalara verilen ad

Kavram

Kıyas-ı Fukaha

Tanım: İslam'da bir konu ile ilgili bilinen (Kuran , hadis kaynaklarından bilinen) bir hükmün, kıyaslama yoluyla aynı veya benzer olduğu başka bir olaya uygulanması

Kavram

Medreset-üz Zehra - Medresetüzzehra

Tanım: Bediüzzaman Said Nursi'nin , 1900'lü yılların başlarında ortaya koyduğu eğitim projesi

Kavram

Medrese-i Yusufiye

Tanım: Zindanlara düşen İslam alimlerinin, zindanlar için kullandıkları ifades. Hz. Yusuf zindanlara iftira, haksızlık sonucu düştüğüne inanılmasından dolayı bu ifade mecaz olarak kullanılır

Kişi

Aynî - Bedreddin - Mahmud el-Aynî

Fıkıh alimi ve tarihçi. Uzun adı Mahmûd bin Ahmed bin Mûsâ bin Ahmed bin Hüseyn bin Yûsuf bin Mahmûd'dur. Ölümü 1382'dir. Tarih, coğrafya, zooloji konularında bilgi veren kitaplar yazmıştır

Kavram

İslam Medeniyeti

Tanım: İslam'ın doğuşundan sonra Arabistan, Kuzey Afrika, Anadolu ve Balkanlar, İran, Kafkasya, Orta Asya ve Kuzey Hindistan'a kadar olan bölgelerde etkili olan medeniyet, uygarlık. Bu medeniyetin en parlak dönemi , İslamiyetin doğuşundan 1500'lü yıllara veya 1200 yıllara kadar ki dönem olarak kabul edenler bulunmaktadır

Kavram

Arap Medeniyeti - Arap-İslam Medeniyeti

Tanım: İslam'ın doğuşundan sonra Arabistan, Kuzey Afrika, Anadolu ve Balkanlar, İran, Kafkasya, Orta Asya ve Kuzey Hindistan'a kadar olan bölgelerde, İslam'ın ve Arapça'nın etkili olduğu medeniyet, uygarlık. Bugün Türkiye'de daha çok "İslam Medeniyeti" ifadesi tercih edilemektedir

Sav

İslam Medeniyeti Kavramı 19. Yüzyılda Ortaya Çıkan Bir Kavramdır

İslam medeniyeti kavramı 19. yüzyılda ortaya çıkan bir kavramdır

Kavram

Darülislam - Dar-ül İslam

Tanım: İslam kurallarının ve egemenliğinin olduğu ülke veya bölge. Müslüman olmayanlar tarafından yönetilen veya İslamın ilkeleriyle yönetilmeyen ülkeler "Dar-ül harb" olarak kabul edilirler

Kavram

Darülharp - Dar-ül harb

Tanım: üslüman olmayanlar tarafından yönetilen veya İslamın ilkeleriyle yönetilmeyen ülkeler veya bölgelere verilen isim. İslam kuralları ile yönetilen ülkeler için "Dar-ül İslam" ifadesi kullanılır

Kavram

Zımmî

Tanım: İslam devletinin egemenliğini kabul eden ve egemenliğinde yaşayan gayr-ı müslim (ehl-i kitap olan gayr-ı müslimler) kişiler

Kavram

Harbî

Tanım: İslam'da Dar-ül harb adı verilen bölgelerde yaşayan ve müslüman olmayan kişiler. Dar-ül İslam adı verilen bölgede yaşayan gayr-ı müslim'lere ise "Zımmî" adı verilmektedir

Kavram

Müsta'men

Tanım: Aman verilmiş olan
Tanım: İslam'da Dar-ül Harb adı verilen bölgelerden , Dar-ül İslam'a geçiş yapan yabancılara verilen isim

Kavram

Ehl-i Kitap

Tanım: İSlam'da, Hristiyanlık ve Yahudilik gibi kutsal kitabı olan Semavi dinlere inanan kişiler

Kavram

Farz

Tanım: İslam'da yapılmasını açık ve kesin olarak emrediler şeyler. Örneğin namaz kılmak

Kavram

Vâcib

Tanım: İslam'da farz kadar kesin ve açık olmamakla birlikte emredilen şeyler. Örneğin bayram namazı kılmak

Kavram

Sünnet

Tanım: Hz. Muhammed'in yaptığı, yapılmasını istediği veya övdüğü şeyler. Örneğin sünnet olmak

Kavram

Müstehap

Tanım: İslam'da , Allah'ın ve Hz. Muhammed'in sevdiği, beğendiği ; Hz. Muhammed'in arada sırada yaptığı şeyler. Örneğin kuşluk namazı kılmak

Kavram

Mübâh

Tanım: İslam'da, yasaklanmayan, yapıp yapmaması kişiye kalmış olan şeyler

Kavram

Haram

Tanım: İslam'da yapılması yasaklanmış olan. Örneğin içki içmek

Kavram

Mekrûh

Tanım: İslam'da haram kadar kesin olmamakla birlikte yapılması istenmeyen şeyler.

Kavram

Müfsid

Tanım: İslam'da ibadet sırasında yapılan ve ibadedi bozan şeyler. Örneğin namaz kılarken bilerek gülmek

Kişi

Fazlur Rahman Mâlik

1919 ile 1988 arasında yaşamış, Pakistan'lı İslam uzmanı. İslam'ın modern çağa uygun bir şekilde yorumlanması gerektiğini savunan ve bu tür fikirleri etkileyen bir kişidir

Kişi

Seyyid Ahmed Han - Sir Seyyid

1817 ile 1898 yılları arasında yaşamış, Hindistanlı müslüman eğitimci, hukuk, yazar ve fikir adamı. Hint müslümanları için İslamcı Modernizm'in öncülerinden kabul edilmektedir

Kavram

Meşveret Usulü - Usul-ü Meşveret - Meşveret Sistemi

Tanım: İslam'da yöneticilerin , idarecilerin veya karar alan kişilerin, bir konuda başkalarıyla danışması ve fikir alışverişinde bulunması

Kavram

Tekbir

Tanım: "Allahü ekber" ifadesinin söylenmesi. Bu ifade Allah'ın tek ve her şeyden üstün , büyük olduğunu belirtir

Kavram

Allahu Ekber

Tanım: İslam'da Allah'ın tek ve her şeyden üstün , büyük olduğunu belirten ifade

Kavram

Gazâ

Tanım: İslam adına yapılan savaş

Kişi

Anter

Hz. Ali ile mücadeleriyle bilinen , güçlü , pehlivan olan efsanevi bir kişi

Kavram

Fâsık

Tanım: Bilerek ve alenen günah işleyen , işlemeye devam eden ve bundan rahatsız olmayan müslüman veya müslüman olmayan kişi

Kavram

Zındık

Tanım: Allah'a ve ahirete inanmayan kişi
Tanım: Müslüman görünmesine rağmen İslam'a inanmayan kişi

Kavram

Amel

Tanım: Yapılan iş, fiil
Tanım: İslam'da bir kişinin yapması veya yapmaması gereken işler, eylemler. Ahirette mükafatlandırılacak eylemlere iyi amel, cezalandırılacak eylemlere ise kötü amel adı verilmektedir

Kavram

Cenaze Namazı

Tanım: İslam'da bir müslüman öldükten sonra defin işleminden önce ayakta kılınan namaz

Kavram

Tûbâ - Tuba - Tûba

Tanım: İslam'da, cennette güzelliğiyle anlatılan bir ağaç

Kavram

Sur - Sûr

Tanım: İslam'da , İsrafil'in kıyamet gününde üfleceği boru

Kavram

Celle Celâl - Celle Celaluhu - c.c.

Tanım: İslam'da, Allah adı geçtiken sonra kullanılan ve "Onun şanı ne yücedir" anlamına gelen bir hürmet ifadesi

Kavram

Sırat Köprüsü - Sırât Köprüsü

Tanım: İslam inancında, kıyametten sonra insanların üzerinden geçeceği, kötü ameli çok olanların cehenneme düşeceği köprü

Sav

İslam Hukuku Laikdir

İslam'da zorlama olmaması ve inançlara karışmaması nedeniyle İslam hukuku laik bir hukuk sistemidir.

Kişi

Gazali - Gazzâlî

1058 ile 1111 arasında yaşamış , Fars asıllı İslam filozofu ve din alimi. Asıl adı Hüccetü’l-İslâm Ebû Hâmid Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Ahmed el-Gazzâlî et-Tûsî olarak belirtilir.



Bu Sayfayı Paylaş:

İletişim Bilgileri

Takip Et

Her Hakkı Saklıdır. Bu sitede yayınlanan tüm bilgi ve fikirlerin kullanımından fibiler.com sorumlu değildir. Bu sitede üretilmiş , derlenmiş içerikleri, fibiler.com'u kaynak göstermek koşuluyla kendi sitenizde kullanılabilirsiniz. Ancak telif hakkı olan içeriklerin hakları sahiplerine aittir