Blog

Türkçenin Diğer Dillere Verdiği ve Aldığı Sözcük Sayıları Anlamlı Mı ?

Günay Karaağac, Türkçe Verintiler Sözlüğünün sunuş kısmında bazı dillerde Türkçe unsurlar ve Türkçe de o dillere ait unsurları incelemiştir. Bu bölümlerde bazı uzmanların alıntı ve verinti olarak tespit ettiği rakamları vermiştir. Başkaları tarafından bu değerlerden bir alınan verilen tablosu oluşturulmuş ve internette yayılmıştır. Bu yazıda diller arasında alıntı ve verintilerin sayısal olarak karşılaştırmanın anlamı olmadığından bahsedilecektir
Öncellikle Verintiler Sözlüğünde Sunuş bölümde aldığımız ve verdiğimiz sözcük sayısı şudur diye bir tablo vb.. yoktur. Sunuş bölümde çeşitli uzmanların alıntı ve verinti çalışmalarında tespit ettiği değerler verilmiştir. Ve uzmanlar farklı farklı değerler vermektedir. Bu nedenle internette yayılan aşağıdaki gibi bir tablo söz konusu değildir : Türkçe ile diğer diller arasında alınan ve verilen sözcük sayısı tespit edilirken de yanlış yapılmaktadır. Diğer dile Türkçenin tüm zamanları boyunca geçen sözcükler, Türkçeden o dile verinti olarak kabul edilmektedir. Bu doğrudur. Ancak diğer dilden alıntı sözcükler için ise sadece Türkiye Türkçesi kullanılmaktadır. Halbuki tüm Türk dillerinde geçen sözcüklere bakılmalıydı. Örneğin tüm Türk dillerinde Farsçaya geçen sözcükler sayılırken, tersi durumda sadece Farsçadan Türkiye Türkçesine geçen sözcük sayısı sayılmaktadır. Halbuki Azerbaycan Türkmenistan, Tataristan, Kazakistan, Kırgızistan, Nogay vb.. tüm Türkçelere geçen sözcüklerin de sayılması gerekiyor. (Soğdca, Toharca, Tacikce, Urduca, Hintçe/Sankritçe gibi dillerden gelen sözcüklerin bir kısmı da Farsçadan diğer dillere geçmiş gibi gösterilme yanlışı da var o da ayrı bir konu). Benzer bir şekilde tüm Türkçeden Rusçaya geçen sözcükler verinti olarak kabul edilirken, Rusçadan Kazakçaya geçen sözcükler alıntı olarak kabul edilmiyor. Çünkü Kazakçaya geçen sözcükler Türkiye Türkçesine geçmedikleri için. Bu da Rus ve Türk dilleri alıntı ve verinti değerlerini anlamsız kılmaktadır. Tabi ki burada Rusça, Sibirya'da yaşayan Ren Geyiği göçebeliği yapan Türk topluluklarına çok sayıda sözcük verince Türkçeye göre saçma bir şekilde göreceli üstünlük sağlamış oluyor. Bu da sayıların saçmalığına güzel bir örnek olmaktadır.
Sonuç olarak bu ana nedenden dolayı yukarıdaki gibi bir tablo anlamsızdır. Ancak sadece bu nedenle anlamsız değildir. Örneğin bahsettiğim gibi tüm Türk dilleri ile diğer dil arasında alıntı ve verinti sayılarını hesaplayıp da bir tablo oluşturabilirsiniz. Ancak bu da dillerin üstünlüğü ve kültürlerin üstünlüğü vb.. herhangi bir sonuç vermez.
Tabloda Fransızcaya hiç sözcük vermediğimiz ve 5540 sözcük aldığımız söyleniyor. Bu bilgi olarak da doğru değil. Ancak Fransızca dan aldığımız sözcükler Fransız dilinin ve kültürün üstünlüğünü gösterir mi ? Örneğin Almanca ve İngilizceye baktığımızda aldığımız ve verdiğimiz değerler neredeyse eşit gözüküyor. Bu durumda Almanca ve İngilizce dili ve kültürü Fransızca ya göre çok düşük bir dil veya kültür mü ? Bu sonucun çıkmasının tek sebebi Osmanlı döneminde Fransızcanın yabancı dil olarak öğretilmesinden dolayıdır. Bu nedenle Batı uygarlığının ürettiği tüm sözcükler Fransızca üzerinden bize gelmiştir. Halbuki Almanya ve İngiltere'nin Batı uygarlığına katkısı Fransa kadardır belki de daha çoktur. Sırf bu durum dahi tablonun dillerin ve kültürlerin üstünlüğü göstermediği anlamına gelir.
Türkçe aleyhine de bir durum söz konusudur. Türkçe diğer dillere sosyal yaşam ile ilgili, gündelik hayatta çok sık kullanılan sözcükler vermiştir. Halbuki bazı dillerden gündelik olarak daha az kullanılan sözcükler almıştır. Bir sözcüğün o dildeki önemi hesaba katılmamaktadır. Örneğin Yunancadan alınan balık isimleri ile Türkçenin Yunancaya verdiği günlük hayatta sürekli kullanılan sözcüklerin değeri eşit olamaz. Bu açıdan doğrudan sayılara bakmak ve sözcüklerin kullanım sıklıklarını hesaba katılmaması Türkçenin aleyhinedir. Bu nedenle da sayılar anlamsızdır.
Alıntı ve verinti hesapları alınan sözcüklerde birinci seviye kullanırken verinti sözcüklerde bazen 3. ve 4. seviye de olsa da verinti kabul edilebilmektedir. Örneğin Yunancadan Arapçaya geçip oradan Türkçeye geçen sözcükler ile ilgili bir değer yok. Bu nedenle eğer dillerin değer, kültürlerin gücü vb.. hesaplamak istiyorsan (anlamsız olsa da) bu diller arasındaki sözcüklerin 1., 2. ,3. vb.. sayılarını da eklemeniz gerekir. Arapça alıntı sözcüklerini hazırlayanlar da Farsçadan geçen ama aslında Türkçe sözlükleri hesaba katmamaktadır. Sonuç olarak 2., 3., 4. seviye bir sözcüğün tüm hikayesi bu sayısal değerlere aktarılmadan herhangi bir sonuç çıkarmak mümkün değildir.
Diğer bir konuda aktarılan sözcüklerin ne kadar o dilin öz sözcükleri olduklarıdır. Örneğin Arapça çok fazla Yunanca, Aremice, İbranice ve Farsça sözcük içerir. Arapçadan diğer dillere geçen sözcüklerin kaçta kaçı gerçekten Arapça kökenlidir. Benzer durum Farsça ve diğer diller için de geçerlidir. Örneğin bugün İngilizcenin kaçta kaçı gerçekten İngiliz diline aittir ? Türkçenin verdiği sözcüklerde Türkçe sözcük oranı bir hayli yüksektir. Çünkü Türkçe daha çok doğrudan hayat ile ilgili sözcükler vermiştir. Ve hayatın içinden olan bu sözcüklerde de öz dilin sözcüklerinin oranın daha yüksektir. Çünkü hayat ile ilgili temel sözcüklerin verilmesi çok zordur. Bu nedenle aktarılan sözcüklerde öz dilin sözcüğü mü diye bir bilginin eklenmesi gerekir.
Diğer bir konuda sözcüklerin bazen yapay olarak bir dile ait olarak kabul edilmesidir. Örneğin Batı uygarlığı ürettiği bir çok sözcüğü Latin ve Yunan sözcüklerinden türetmiştir. Ancak Batı uygarlığında üretilen bu sözcükler ne Latincenin ne de Yunancanın malıdır. Bu sözcükleri Yunancadan ve Latinceden diğer dillere geçmiş gibi göstermek doğru değildir. Benzer bir şekilde Arapçanın bilim dili olması nedeniyle Arapça kabul edilen sözcükler de vardır. Örneğin El-Harezmi gibi Türk (Farslara göre Fars) bilim adamının, Hintlilerden aldığı rakamlar Batıya gitmiştir. Bu konuda Arapların hiç bir katkısı olmamasına rağmen Arapça yazılması sebebiyle Arapça olarak kabul edilir. Algoritma, El Harizmi'in adından Batı dillerine geçmektedir ve El Harizm'i Arap değildir. Benzer şekilde Arap rakamları denilen raklamlarda Arapların hiç bir katkısı yoktur. Halbuki bu durumu kültürün üstünlüğü hesabı yapıyorsak burada üstün kültür Arapların değil önce Hint/Pakistanlılar ve sonra da İran/Türkistan da yaratılan bilim ortamının üstünlüğüdür. Görüldüğü bir sözcüğün bir dile ait olması o dilin kültürün üstünlüğünü göstermez.
Bir dili başka dile geçmesini sağlayanlar başka milletler olabilir. Örneğin Urducada bu kadar Farsça kökenli sözcük olmasının sebebi Araplar ve Farslar değil Türklerdir. Çünkü Türk devletleri resmi dili Farsça yapmış, bilim ve din dili de Arapça olmasından dolayı o bölgeleri müslümanlaştırken bu iki dili de yaymıştır. Bu süreç neredeyse bin yıl sürmüştür. Urduca ve Farsça karşılaştırdığınız Farsça lehine olan fark Fars'ların değil Türklerin etkisidir.
Bir başka konu da coğrafya değiştirip farklı bir ortama gelen dilin o ortamda uzun yıllar oturan toplumlardan o bölge ile ilgili , yaşam şekli ile ilgili sözcükleri alması olayıdır. Bu nedenle Türkçe de Arapça ve Farsça ağırlığı olması normaldir. Anadolu'ya gelen Oğuzlar daha çok göçebedir ve yerleşik yaşamayan Türklerdir. Halbuki Uygurların yarattığı uygarlık öbür tarafta bir imparatorluk kuran Hazarların dili çok daha farklı sözcükler içeriyordu. Ek olarak Arapça ve Farsça belki de Sümerceden gelen bir dil birikimin üzerine oturmuşlardır. Bu o dillerin üstünlüğü değil Sümerlerden beri yaratılan uygarlıklardan gelen birikimi almalarından dolayıdır.
Görüldüğü gibi iki dili alıp alıntı verinti hesabı yapıp o dillerin veya kültürlerin birbirine üstün olduğu savunmak anlamsızdır. Tabiki aktarılan ve verilen sözcüklerin hangi tür sözcükler olduğu bir şey anlatır. Türkçe balıkçılıkla ilgili sözcüklerin Yunanca olması vb.. bir bilgi verir. Ama toplamda sözcük sayıları dil ve kültürel bir üstünlük belirtmez.
zafer.teker , 09.01.2022

Bu Sayfayı Paylaş:

Fibiler Üyelerinin Yorumları


Tüm üyeler içeriklere yorum ekleyerek katkıda bulunabilir : Yorum Gir



Bu Sayfayı Paylaş:

İletişim Bilgileri

Takip Et

Her Hakkı Saklıdır. Bu sitede yayınlanan tüm bilgi ve fikirlerin kullanımından fibiler.com sorumlu değildir. Bu sitede üretilmiş , derlenmiş içerikleri, fibiler.com'u kaynak göstermek koşuluyla kendi sitenizde kullanılabilirsiniz. Ancak telif hakkı olan içeriklerin hakları sahiplerine aittir