Türkçe eklemeli bir dildir ve en küçük birimlere kök adı verilir. Yani kök herhangi bir ek almamış veya başka bir kelimeyle birleşmemiş en küçük birimdir. Türkçede köklerin tek heceli olduğu kabul edilir.
Türkçede sadece son ek vardır. Yani ekler her zaman sözcüklerin sonuna eklenir. İç ek veya ön ek yoktur. Sadece sapsarı, mosmor gibi pekiştirme yaparken başa yeni ifadeler gelebilir ancak bu eklenen ifadelere başka yerde kullanılmadığı için ek değildir.
Kök, ad veya eylem kökü olabilir. Eylem kökleri sonuna - ile belirtilir :
- Ad : at,kaya,ev,dil,ot
- Eylem : gel-,bil-,git-,al-
Türkçede ad ve eylem kökleri eş sesli olmaz. Olursa da çok nadirdir :
- Ad : göç, şiş, boya
- Eylem : göç-, şiş-, boya-
Örneğin ad olan boya sözcüğü boya-g sözcüğünden g sesinin düşmesi ile oluşmuştur. Bu nedenle boya- eylemi ile ad olan boya aynı sesli olmuştur.
Ekler genel olarak ikiye ayrılır. Yapım eki bir sözcükten başka bir sözcük türeten eklerdir. Çekim eki ise bir sözcüğe bir cümle içinde durum, iyelik (sahiplik), çokluk, zaman, kişi gibi anlamlar vermek için kullanılır. Çok nadirde de olsa bazı ekler hem yapım hem de çekim eki olabilir. Örneğin Türkçe de -çe eki yapım iken sence de çekim ekidir. Bazı çekim ekleri de yapım eki görevi görmeye başlamıştır. Örneğin gelir gider sözcüğündeki -er/-ar eki yapım eki görevi görmüştür :
- gelir
- gider
- tutar
- eder (fiyat anlamında)şimdilerde
- bügünlerde
- sözde
- gözde
Bir kökten yapım ekleriyle türeyen sözcüklere ise gövde denir. Gövdede tıpkı kök gibi başka ekler alabilir. Bazı kaynaklar asıl köke birincil kök, gövdelere ise ikincil kök, üçüncü kök gibi adlar verebilmektedir. Aşağıda kök ve o kökle ilgili birkaç gövde örneği gösterilmektedir :
- baş- : başla-,baş-la-n-gıç,baş-la-mak
- göz : göz-lük,göz-lük-çü,göz-et-men
Türkçede köklere ekler gelince kök değişmez. Ancak bunun doğru olmadığı çok sayıda örnek vardır. Ancak bunların çoğunluğu ses olaylarının zorlaması nedeniyledir. Bir kısmı tarihi süreç içinde değişmiştir :
- ben : bana (ben-e)
- sen : Sana (sen-e)
Bir kısmı da ses olayları nedeniyledir :
- burun+u > burnu (u sesi düşmüş)
- savur+l+mak > savrulmak (u sesi düşmüş)
- kavim+i > kavmi (i sesi düşmüş)
- ağaç + ı > ağacı (ç > c ye dönüşmüş)
- kitap + ı > kitabı (p > b ye dönüşmüş)
Eklerin bir kısmı başka bir sözcüğün giderek ekleşmesiyle oluşmuştur :
- gelür ben > gelir-em
- gelür sen > gelir-sin
- gelir ise > gelir-se
- gelir imiş > gelir-miş
- gezel idi > güzel-di
- kitap ile > kitap-la
- gel + yorır (yürür) > gel-iyor
Mi soru sözcüğünün ek olup olmadığı tartışmalıdır. Yazıda ayrı yazılmasına rağmen aslında ek gibi davranmaktadır. Örneğin gelir mi, görür mü örneğinde olduğu gibi ünlü uyumuna göre değişmektedir.
Kullanımı devam eden eklere işlek ekler denilmektedir. Örneğin -leş eki o kadar işlektir ki yabancı kelimelerde bile yoğun kullanılır : çetleşmek, emailleşmek. Bazı ekler ise bir kaç kelimede kalmış ve unutulmuştur. Örneğin yağ-mur kelimesindeki -mur artık işlek değildir. Bazı eklerin ise az kullanımı vardır. Önceden çok az kullanılan bazı ekler işlekleşmiştir. Örneğin kum-sal,dağ-sal gibi bir kaç kelimede olan -sal/-sel eki Batı dillerinin etkisiyle işlekleşmiştir. Nispet eki î (ilmî, tıbbî) ise kullanımı giderek azalmaktadır. Bazı ekler ise Batı dilleriyle girmektedir : atmasyon, bankamatik gibi.