Blog

Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi Kitabı Hakkında Değerlendirme

"Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi" kitabı Türk tarihi ve Türk dili açısından Türk tarihini ve Türkçe tarihini yeniden yazdırtacak kadar önemli bir kitaptır.
Osman Nedim Tuna'nın "Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi" kitabı Türk ve Türkçe tarihini yeniden yazdırtacak kadar önemli bir kitaptır.
Bu kitap Sümerlilerin Türk olduğunu , Sümercenin Türkçe veya Türkçenin bir kolu olduğunu savunmamaktadır. Sümercenin Türkçe olup olmadığı veya Türkçe ile Sümercenin ortak bir dilden gelip gelmediği ile ilgili kitap bir şey söylememektedir. Sümercenin izole bir dil mi, yoksa Türkçe, Macarca gibi Ural-Altay dilleriyle ve diğer eklemeli dillerle ilişkili bir dil mi olup olmadığı hala tartışılmaktadır.
Kitabın temel tezi Sümercede, Sümer bilimcileri tarafından alıntı veya yabancı kabul edilen kelimelerin Türkçeden geldiğidir. Bu tezi ispatlamak için alıntı veya yabancı olarak tanımlanan kelimeler incelenmiş ve bu kelimelerin Türkçede de olduğu hem de belirli ses denklik kurallarına da uyduğu gösterilmiştir. Örneğin kelime başlarında d veya t'in düştüğü veya y'ye dönüştüğü 16 örnek vardır. Bu tür örneklerin tesadüf olması mümkün değildir. Bu denklikleri görmek için : tıklayınız
Neredeyse 165 kelimenin hem de belirli ses denkliğine göre bulunması tesadüf olamaz. İki dilin arasında tesadüf olarak en fazla 5-6 kelime aynı anlama gelecek şekilde olabilir. Halbuki burada 168 kelimeden bahsediliyor ve bunun tesadüf olma olasılığı yoktur. Ayrıca birleşik kelimelerin hem birleşen kelimelerin anlamının aynı, hem de birleşik kelimenin anlamının aynı olması , birleşme şekillerin bile aynı olması imkansızdır. Aşağıda birleşik kelime örnekleri verilmiştir :
kapkagak -> kapkacak
nig+name (herşey) -> nenneme (herşey)
uş-ub (kuş evi) -> kuş-eb (kuş evi)
Buradaki Türkçe günümüz Türkiye Türkçe'si değildir.
Diğer bir tesadüfü zor olan uygunluk ise ilişkili iki kelimenin de anlamının aynı olmasıdır :
u (uyku) -> u (uyku)  /  udi (uyumak) -> udı (uyumak)
uş (us) -> us  / umuş (idrak) -> ukuş (idrak)
uş (iş) -> iş  / umuş (iş) -> yumuş (iş, vazife)
un (halk) -> kün (gün,halk) /  umun (kümün, halk) -> kümün (halk)

Örneğin hem u hem de udi aynı anlamda Türkçe'de geçmektedir.
Kitapta geçen kelimelerin Türkçeden geçtiğini ispatlanması şu sonucu çıkarmıştır. M.Ö 3500 yıllarında Mezopotamya'nın kuzey bölgelerinde (Doğu Anadolu ve civarı) Türkçe konuşuluyordu. Sümerler, Türklerle ilişki içindeydiler ve kitapta bahsedilen kelimeler bu şekilde geçmiştir. Sümerce'den Türkçe'ye bu kelimeler geçmiş olamaz mı diye bir soru sorulabilir ancak kitabın seçtiği sözcükler Sümeroglar tarafından yabancı bir dilden geldiği kabul edilen kelimelerdir. Bu sebeple Türkçe'ye Sümerce'den geçmemiştir. Sonuç olarak Türkçe günümüzden en pinti hesapla 6000 yıl önce de konuşuluyordu ve Doğu Anadolu-Kuzey Mezopotamya bölgelerinde Türkler yaşıyordu. Bu kitap bunu ispatlamıştır.
Bugün hala neden Türk tarih kitaplarının değiştirilmediğini , Türklerin Doğu Anadolu, Kuzey Mezopotamya bölgelerinde 6000 bin yıl öncesinde yaşadıklarından, en azından tez olarak dahi neden bahsedilmediğini anlamak zordur. Şu andaki Türk tarihinin hala Orta Asya'da Hunlar döneminden başlatılması ve daha eski tarihlerle ilgili hiç bir şey söylenmemesi Türk tarihine karşı yapılan ayıp ve yanlıştır.
zafer.teker , 25.05.2018

Bu Sayfayı Paylaş:

Fibiler Üyelerinin Yorumları


Tüm üyeler içeriklere yorum ekleyerek katkıda bulunabilir : Yorum Gir

Misafir Yorumları




Bu Sayfayı Paylaş:

İletişim Bilgileri

Takip Et

Her Hakkı Saklıdır. Bu sitede yayınlanan tüm bilgi ve fikirlerin kullanımından fibiler.com sorumlu değildir. Bu sitede üretilmiş , derlenmiş içerikleri, fibiler.com'u kaynak göstermek koşuluyla kendi sitenizde kullanılabilirsiniz. Ancak telif hakkı olan içeriklerin hakları sahiplerine aittir