İçindekilerGirişİndex
YukarıİlkÖncekiSonrakiSon
Geriİleri
Yazdır
Onder Teker
on_der_tek_er@yahoo.com

Bağnazlar, Tutucular, İlericiler ve Devrimciler

Değişimin Değişmezliği İlkesi

Değişim kaçınılmazdır. (Herkesin bu lafı durup durup söylemesi de kaçınılmazdır!) Edebiyat akımları on yıllar, ideolojiler yüzyıllar, dini hareketler bin yıllar sürse de hemen her şey sürekli değişim halindedir. Teknolojinin ne kadar hızlı değiştiğini. Bilim, sanat, teknik ve kültür alanları arasında en çok değişenlerin başında herhalde bilgisayar yazılımı gelir. Sürekli yeni teknolojiler yeni programlar, yeni diller, yeni işletim sistemleri çıkmaktadır. Daha birini tam öğrenmeden diğerine yönelmek zorunda kalabiliyoruz. Değişim bazen yavaş yavaş bazen birden bire olmaktadır. Bazı teknolojiler 'doğmakta' bazıları 'ölmektedir'. Bu yazıda yeni teknolojiler karşısında bir yazılım uzmanının nasıl davrandığını, ve haddimizde olmayarak nasıl davranması gerektiğini anlatacağız.

Başlığı görüp hemen paniğe kapılmayın, ülkemizin yazılımına elimizden geldiğince katkıda bulunmak için yazdığımız bu yazıyı siyasi konulara taşayacak değiliz. Yazılım alanında, bağnaz (ya da yobaz), tutucu (ya da muhafazakar), ilerici ve devrimci olanlardan bahsedeceğiz.

İlk olarak devrimci yazılımcı'dan başlayalım. Bu tipler yeni bir teknoloji çıktığında hevesle atlarlar. Hemen onu öğrenmek için kaynak toplarlar, mümnkünse hemen deneme girişimlerine başlarlar. Çalıştığı şirkettekileri bu yeni teknolojiye geçmeye zorlarlar. İnsanlar yeni teknolojiyi hemen benimsemek istemezlerse (ki genellikle istemezler) tepki gözterirler.

İkinci gruptakiler de 'ilerici yazılımcı' olanlardır. Bunlar hemen yeni teknolojiye geçmezler. Ancak uzaktan da olsa takip ederler. Teknoloji olgunlaştığında ve çok faydalı olduğu artık bir çok kişinin kabul ettiği bir gerçek haline geldiğinde yeni teknolojiye geçmekte tereddüt etmezler. Değişimin başlatıcısı olmasalarda yayıcısı bunlardır.

Üçüncü guruba giren tutucu yazılımcılar yeni bir teknoloji çıktığında ilgilenmezler. Ama olgunlaşmaya başladığında biraz takip ederler. Ancak hali hazırda kullandıkları teknoloji hala çalışır durumdaysa, yani hala bir değer ifade ediyorsa kesinlikle yeni bir teknolojiye geçmezler. Tutucuların yeni bir teknolojiye geçtiği an, artık ellerindeki teknolojinin çoktüküğü, işe yaramaz haline geldiği zamandır. Ama o an geldiğinde gönülsüz de olsa geçerler. Bir kez yeni teknolojiyi benimseyince artık o teknolojinin muhafazakarı olurlar.

Gelelim dördüncü ve son gruba : yobaz yazılımcılar. Bunlar, yeni teknoloji her yere yayıldığında bile, kendi teknolojileri artık hiç bir işe yaramadığı halde hala bildiklerinden vazgeçmezler. Başka insanlar az bir çaba ile çok güzel işler yapabildikleri halde.. Onlar herkes tarafından kabul edilebilecek yararlı sonuçlar üretemedikleri halde. Sevdikleri/bildikleri teknolojiyle aralarında öyle bir gönül bağı vardır ki hiç bir trend onları indandıkları şeyden döndüremez.

Peki Hangisi Haklı?

Hepsi! Bu dört grup da, her alanda olduğu gibi yazılım alanında da gereklidir. Bu dört unsur olmadan denge, tutarlık, gelişme ve ilerleme olamaz. En faydasız gibi görünen yobazların faydalarından bahsedelim. Diyelim ki bir insan bir teknolojiyi tutuyor ve her ne olursa olsun bırakmıyor. Oysa içinde bulunduğumuz zamanda o teknolojinin hiç bir işlevi yok. Peki o eski teknolojiyi geçersiz ve gereksiz kılan gelişmeler geçiciyse? Ya yarın o teknoloji tekrar gündeme gelirse? Ya eski dediğimiz teknoloji başka bir bir teknolojiyle birlikte veya küçük bir değişiklik yapılarak kullanıldığında şu andaki teknolojilerden daha iyi sonuçlar getirecekse? Bunun böyle olmayacağını kim nasıl garanti edebilir?

Düşünün, devrimciler olmasa yeni ortaya çıkan gelişemeleri ilk defa kim uygulayacak? Birilerinin bir yerden başlaması, henüz koşullar oluşmadan, olumsuz durumlarda bile yeni bir şeyler deneyenlerin bulunması gerekmez mi? Veya ilericilerin koşulların uygun hale geldiğinde yeni teknolojiyi yaygınlaştırma işlevleri olmasa hiç bir şey bütün bir sektöre yayılabilir mi? Devrimcilerin 'deneyenler' olarak düşünürsek ilericileri 'uygulayanlar' olarak düşünmek gerekir. Peki yeni olmasa da hala çok faydalı işlevleri olan teknolojileri kim koruyacak? Elbetteki muhafazakarlar!. Son olarak, yobazlarsa modası geçsede eski değerleri tutacak lar ki tekrar faydalı hale geldiklerinde o değerlere dönüş yapabilelim.

Peki Ben Bunlardan Hangisiyim?

Ben nerden bileyim sizin hangisine benzediğinizi? Bunu söylemek o kadar kolay mı? Herkesin ne kadar bağnaz, tutucu, ilerici veya devrimci olduğu duruma göre değişir. Bir durumda alabildiğine yobaz olan kişi başka durumda devrimci bir yaklaşım sergileyebilir. Örnek : Ben! Bazı konularda değişime çok hevesliyken bazen çok direngen olabiliyorum. Örneğin tarasım teknikleri, yazılım patern'leri konusunda son derece devrimciyimdir. Yeni çıkan veya benim daha yeni gördüğüm bir tekniği anında benimserim. Hatta herkese karşı savunurum. Buna karşı kod editör'lerinde son derece yobaz sayılırım. IDE veya RAD denilen araçların (Delphi ve Visual Basic) patladığı dönemlerden ben "Not Defteri'nden başka editör tanımam!" dedim. En sonunda düzgün bir editöre geçtim ama onun da hep en eski versiyonunu kullanırım. 7. çıktığında ben 3.'yü kullanıyordum. 9 Çıktı ben hala 7'e doğru dürüst geçemedim. Programlama dillerinde 'ilerici' sayılırım. Java çıktında ben C++'a devam ettim. Ancak Java'nın iyi bir dil olduğunu görünce kendisiyle ilgilenebildim. İşletim Sistemlerinde de 'muhafazakar' sayılırım. XP çıktığında ben NT'yi bırakıp 2000'e geçtim. XP'yi hiç kullanmadım Windows Server 2003'e geçmem herhalde 2006'yı bulur. Ne güzel alışmışım her yerine, niye uğraşayım yenisiyle değil mi?

Ülkemizde en yaygın türlerin 'muhafazakar' ve 'ilerici' tiplerin olduğuna inanıyorum. Herkesin merkeze yakın iki karşıt kanatta toplanma eğilimi başka bir çok alanda olduğu gibi yazılımda da bariz. Siz hangi durumda yukarıda anlattığım tiplerden hangisi gibi davranacağınızı düşünüyorsanız en doğru tutum olması gerekeni değil kendi istediğinizi yapmanızdır. Herkes kendisine en uygun tutumu rahat benimser. Kullandığınız teknolojiden çok memnunsanız değiştirmenize hiç gerek yok. Kim ne derse desin. Ama kullandığınız teknoloji her yönüyle eskimiş olduğu halde, sırf yeni bir şey öğrenmek istemediğiniz için eskisinde ısrar ediyorsanız bu da yanlış olur. Yeni teknolojiyi çabuk benimseyenelerin başarı şansı olduğu bir çok alan var. Ama hala eski diye nitelendirilen teknolojilerin kullanıldığı bir çok alan da duruyor. Yobaz olmak istiyorsanız yobaz olun. Ama öncelikle yobaz olmak istediğinizden emin olun. Her ne tipte insan olursanız olun bu dünyada (yazılım dünyasında) herkese yer var.

İçindekilerGirişİndex
YukarıİlkÖncekiSonrakiSon
Geriİleri
Yazdır