Blog

Başıboş Köpek Sorunu

Türkiye uzun zamandır başıboş köpekler sorunuyla yüzleşmektedir. Başıboş köpekler insanları öldürmekte, yaralamakta, onları kovalayarak veya trafikte aninen yola çıkarak insanların ölmesine ve yaralanmasına sebep olmaktadır. İnsana taşıdığı kuduz, kist hidatik ve daha bir çok hastalık ile insanların hastalanmasına ve ölmesine sebep olmaktadır.
Bu sorunun çözümü basittir ve başıboş köpek diye bir şeyin olmasına izin vermemektir. Bir çok ülkede olduğu gibi sokaklarda tek bir başıboş köpek kalmadığında ve kalmaması için de hemen müdahale edildiği sürece sorun köklü olarak çözülecektir.
Başıboş köpek diye bir kavram da olamaz. Hayvanlar ya yaban hayvanıdır, ya çiftlik hayvanıdır ya da evcil hayvandır. Bundan başka bir sınıf olamaz. Evcil ve çiftlik hayvanları insanların bakımında, sağlık ve diğer sorunları çözülmüş şekilde yaşarlar. Yaban hayvanları da zaten doğal hayatını devam ettirirler. Basıboş hayvan, evcil olup sokağa atılmış 3, 5 yaşındaki çocuklar gibidir. Nasıl 3,5 yaşındaki çocuk bakıma muhtaç ise evcil hayvanlar da muhtaçtır.
Her aklı başında ülkenin yapacağı gibi Türkiye'de başıboş köpeklerin toplatılması ve sokaklarda başıboş köpek olmaması için gerekli adımı atmış ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu değiştirilmiştir. Artık belediyeler başıboş köpekleri toplamak zorundadır. Kuduz gibi bulaşıcı hastalıklar içeren, saldırgan olanları (insanlara saldırmış, yaralamış olanlar) veteriner kararı ile uyutabilecek, itlaf edilebilecekler. Sağlıklı olanları da barınaklarda bakması gerekmektedir.
Başıboş köpeklerin toplatılmasına karşı çıkanlar, eylem yapanlar görülmektedir. Bunlara itperest adı da verenler vardır. Ancak bu eylem yapan kişilerin bunu sadece köpek sevgisinden yaptığını söylemek zor. Bu kitle üçe ayrılabilir.
Birinci grup, köpekleri dilendiren, uyutulması gereken acı çeken hayvanları tedavi ediyoruz diye usulsuz para toplayan ve topladığı paraların bir kısmını zimmetine geçirip zengileşen, kendisine takipçi oluşturan menfaat çeteleri ve dolandırıcılardır. Bunların sıkı bir deneyime tabi tutulması, zimmetine para geçirenlerin yargılanması gerekir. Bu kişiler içine başıboş köğeklerin toplanmasına karşı çıkan Veterinerleri de katabiliriz. Onların da menfaat kapısıdır. Köpeklerin sokaklarda başıboş dolaşmasını savunan bir veteriner olamaz. (Ek olarak veteriner "hayvanların doktor" değildir. Hayvancılığa, hayvanların insanlara zarar vermemesi için önlem alan ve hayvan sahibi insanlara hizmet veren bir uzmandır. Daha bunu anlamamış veterinerler var)

İkinci grup ise ruhsal sorunları olan, insanlardan, insanlıktan, toplumdan, devletten hatta çocuklardan nefret eden, normalde akıl hastahanesinde tedavi edilmesi gereken kişilerdir. Bu kişiler, insanların fazla üreyip köpeklerin ve diğer hayvanların yaşam alanlarını isgal ettiğini ve zararlı bir tür olduğuna inanmış, inandırılmışlardır. Bu kitlenin "hayvan sevgisi" yüzeyseldir ve insanlardan nefret etmelerinden dolayı yöneldikleri bir tatmin aracıdır. Başıboş köpeklerin şehirlerdeki kedileri ve hayvanları, şehir yakınlarındaki yabani hayvanları öldürdüklerini ve yabani hayatı yok ettiklerini bilmelerine rağmen umurlarında olmamaktadır.
Üçüncü grup ise vicdan mastürbasyoncularıdır. Bunlar popüler sanatçı takımı, ünlümsüler, siyasetçiler, yazarlar şeklinde dağılırlar. Bunlar bu "başıboş köpek" sorununu ve yol açtığı sorunları görmezden gelirlerken, havyanlara yapılan en ufak bir şiddet olayında yaygarayı koparmakta, ne kadarda vicdanlı! olduklarını göstermektedirler. Bunlar halktan yabancılaşmış ve halkı çoğunlukla aşağılayan, halkın gerçek sorunlarıyla ilgilenmeyecek hale gelmiş, bir çoğunun maddi gelirinin yüksek olduğu kişilerdir. Kendileri her türlü et ürünlerini tüketirken "havyan sevgisi" sinyalleri yayınlarlar. Kuzuları kesip köpeklere yedirmek onlara göre "hayvan sevgisi" dir.
Batı içinden çıkan ve giderek palazlanan Küresel Sermaye sınıfı, 80/90 lardan itibaren ulus devletlere karşı bir savaş başlatmıştır. Bu savaş kapsamında ulus devletin temeli olan "ulus" ve "millet" kavramını zayıflatma sürecine başlamıştır. Bunun için de her türlü azınlık (etnik, dini, cinsiyet yönelimi vb..) desteklenmiş, "çoğunluk" içinde olmak utanılacak kötü bir şey olmak gibi dayatılmıştır. Ulusun ve milletin temeli aile kavramına da saldırmaya başlanmıştır. Bunun için kutsal olan annelik, çocuk sahibi olmak, erkek ve kadından oluşan cinsel kimlik aşındırılmaya çalışılmaktadır. İnsanların kendilerinden utanması için, çevreyi ve doğayı yok ettiklerini, hayvanların yerlerini işgal ettikleri, sürekli savaşıp durdukları propgandası yapılmıştır. İşte bu propaganda sonucu; insanlardan, insan türünden nefret eden , ettirilen insanlar sevgilerini hayvanlara yönlendirilmiştir. İşte "İtperest" olarak adlandırılan, insan sevmeyen grub bu uzun yıllardır devam eden beyin yıkamanın sonuçlarından biridir.
Normalde insanlar için zararlı olan ve yararı da olmayan havyanlar için milyonlarca para ayırarak barınaklar yapılmaz. Hayvanlar itlaf edilirler. Ki bir çok ülke sahiplenilmeyen hayvanları, yaban hayvanı değilse itlaf ederler. Biz de bunun yapılması gerekirken iktidar maalesef geri adım atmıştır. Vicdan mastürbasyoncuları buna rağmen hala konuyu da sömürmeye devam etmektedirler. Her gün milyonlarca inek, koyun, keçi, tavuk boğazlanırken (onları afiyetle de yerler), ilaçlamalarla her gün milyonlarca böcek öldürülürken, zehilenerek milyonlarca fare gibi hayvanlar katledilirken, kuş gribi gibi hastalıklarda milyonlarca kuş itlaf edilirken, bunlarla herhangi bir derdi olmayan kişiler, iş köpek ve kedilere gelince "vicdani" oluveriyorlar.
Sonuç olarak başıboş köpek diye bir şey olamaz. Barınaklarda bu kadar büyük sayıda bir hayvan nüfusuna bakmak da saçmalıktır.
zafer.teker , 12.10.2024

Bu Sayfayı Paylaş:

Fibiler Üyelerinin Yorumları


Tüm üyeler içeriklere yorum ekleyerek katkıda bulunabilir : Yorum Gir



Bu Sayfayı Paylaş:

İletişim Bilgileri

Takip Et

Her Hakkı Saklıdır. Bu sitede yayınlanan tüm bilgi ve fikirlerin kullanımından fibiler.com sorumlu değildir. Bu sitede üretilmiş , derlenmiş içerikleri, fibiler.com'u kaynak göstermek koşuluyla kendi sitenizde kullanılabilirsiniz. Ancak telif hakkı olan içeriklerin hakları sahiplerine aittir