İçerikler :

Açık kaynak sadece kaynak koda erişim anlamın.. Açık Kaynak Yazılımın Özellikleri Apache Lisans Sayfası BSD (Berkeley Software Distribution) Lisansı Genel Kamu Lisansının (GPL) önemli farkı: Cop.. GNU GNU Bildirgesi (Manifesto) Kaynak Kodun Açık Olması Güvenliği Nasıl Etki.. Lesser General Public License (LGPL) - Hafifl.. opensource.org Özgür Yazılım Özgür Yazılım İçin Olması Gereken Dört Özgürl.. Özgür Yazılım ile Açık Kaynağın Ne Farkı Var .. Özgür Yazılım mı Açık Kaynak mı? Son kullanıcı için özgür yazılım neden önemli.. The GNU General Public License (GPL) - Genel .. www.fsf.org Yazdığınız Kodu GPLv3 ile Nasıl Lisanslarsını..

Bu Sayfayı Paylaş:

Kavram

Özgür Yazılım

Tanım: Kullanıcıların bir yazılımı özgür bir şekilde çalıştırma, kopyalama, dağıtma, üzerinde çalışma, değiştirme ve geliştirme haklarının olduğu yazılımlar

Kavram

BSD (Berkeley Software Distribution) Lisansı

Tanım: Bir yazılımın tamamen özgür olarak (hiç bir sınırlama getirmeksizin) kullanılabilmesi için kullanılan lisans modeli.

Kavram

The GNU General Public License (GPL) - Genel Kamu Lisansı

Tanım: Özgür ve açık kaynak kodlu yazılımlarında kullanılan bir lisans türü. GPL lisansı olan bir yazılımda kodun açık olması zorunluluğu bulunmaktadır. GNU , GNU's Not Unix cümlesinin kısaltmasıdır ve bir işletim sistemi projesinin adıdır

Kavram

Lesser General Public License (LGPL) - Hafifletilmiş Genel Kamu Lisansı

Tanım: GPL lisansının daha az kısıtlayıcı versiyonu. LGPL lisanslı bir ürünü kendi ürünüzde kullandığınızda kaynak kodunun açık olması gerekmemektedir ve ürününüzü ücretli yapabilirsiniz

Kavram

GNU

Tanım: 1984 yılında özgür yazılımlardan yaratılan bir işletim sistemi ve bu işletim sistemine uygun özgür yazılımların geliştirilmesini sağlayan çalışmalar. GNU , GNU is Not Unix ifadesinin kısaltmasıdır

Veri

Özgür Yazılım İçin Olması Gereken Dört Özgürlük

Bir yazılımın Özgür Yazılım (Free Software) olarak kabul edilmesi için aşağıdaki dört özgürlüğü içermelidir : 

  • 0. Özgürlük : Yazılımı istenildiği amaçla kullanabilme
  • 1. Özgürlük : Yazılımı istenildiği gibi değiştirebilme
  • 2. Özgürlük : Yazılımı başkaları ile paylaşabilme
  • 3. Özgürlük : Yazılımda yaptığınız değişiklikleri de paylaşma özgürlüğü


Veri

Açık Kaynak Yazılımın Özellikleri

The Open Source Initiative - Açık Kaynak Girişim (OSI) web sitesinde açık kaynak kodun tanımı ve olması gereken özellikler aşağıdaki gibi yapılmıştır :

Açık kaynak kod sadece kodlara erişimin açık olması değildir. Açık kaynak yazılım için dağıtım koşulları aşağıdaki kriterlere uymak zorundadır:

  1. Dağıtım bedava olmalı.
  2. Kaynak kod yazılımda bulunmalı.
  3. Orjinal yazılımdan yeni yazılımlar yapılabilmelidir. Bu yazılımlar aynı lisans ile dağıtılmalıdır.
  4. Yazılımda değiştirilmiş kaynak kodlu dağıtımlara (bug kapatılması , yeni özellik eklenemesi vb.. nedenler ile değişiklikler yapılabilir) izin verilmelidir.
  5. Kişi ve gruplara özel ayrımcılık yapılamaz.
  6. Çalışma alanlarına (özel bir uzmanlık alanı vb..) göre  ayrımcılık yapılamaz.
  7. Yeniden dağıtılan üründe ek lisanlar olmamalıdır.
  8. Yeniden dağıtılan ürüne özel bir lisans olmamalıdır.
  9. Lisans diğer yazılımları kısıtlayamaz.
  10. Lisans tekonoloji bağımsız olmalıdır.
Detaylı yazıyı ingilizce olarak bu adresten okuyabilirsiniz : http://opensource.org/docs/osd

 

 


Kaynak

www.fsf.org

Free Software Foundation - Özgür Yazılım Kurumu(FSF) kurumunun resmi sitesi

Kaynak

GNU Bildirgesi (Manifesto)

GNU Bildirgesi (aşağıda yer almaktadır) Richard Stallman tarafından GNU Projesinin başlangıcında, destek ve katılım istemek için yazılmıştır

Kaynak

opensource.org

Açık kaynak konusunda eğitim, destek vermek ve açık kaynak kullanan topluluklar arasında iletişim sağlamak amacıyla kurulan , kâr amacı gütmeyen kurum. Kurum The Open Source Initiative - Açık Kaynak Girişim (OSI) adıyla bilinmektedir.

Kaynak

Apache Lisans Sayfası

Apache lisansları ile ilgili açıklama ve bilgilerin olduğu sayfa

Alıntı

Özgür Yazılım mı Açık Kaynak mı?

Özgür yazılım ve açık kaynak lisanslarıyla ilgili şartları okuduğunuzda aradaki farkı kolayca anlamanız mümkün olmayabilir. Bu sizi tedirgin etmesin zaten büyük kalabalıkların da durumu böyle
Sahipleri : Necdet Yücel
Yazılım lisansları son kullanıcı tarafında neredeyse hiç okunmayan metinler olmalarına rağmen yazılım geliştiriciler arasında bile yaygın olarak okundukları söylenemez. Elbette son kullanıcının yazılım lisansıyla ilişkisi geliştiriciden çok farklıdır. Elindeki yazılımı nasıl değiştireceği, başka bir yazılım içinden nasıl çağırabileceği, statik mi dinamik mi derlemesi gerektiği, kendi koduna birlikte dahil edebileceği yazılımların lisanslarının nasıl olması gerektiği gibi konularla ilgilenmez son kullanıcı. Bu bahsettiğim durumlarda geliştiricilerin nasıl davranması gerektiği lisans metinlerinde genellikle ayrıntılı olarak tarif edilir.
Son kullanıcı genellikle yazılımı özgürce kullanabiliyor mu, başkasıyla paylaşabiliyor mu, gelecekte de kullanabilecek mi, güvenli mi gibi konularla ilgilenir. Son kullanıcının yazılımın lisansını okumadan da onunla ilgili neler yapabileceğini öğrenmesinin bir yolu yazılım lisansının hangi sınıfa girdiğini ve o sınıftaki yazılımların belirleyici özelliklerini bilmesidir. Eğer yazılım bir özgür yazılımsa onunla yapılabilecek şeyler çok kısa ve net bir şekilde belirlidir [1]. Biraz daha fazla madde içeren açık kaynak bir yazılımın şartları da net olarak tarif edilmiş durumdadır [2]. Örneğin elde ettiğiniz yazılım GPLv3 ile lisanslanmışsa ve bu lisansın bir özgür yazılım lisansı olduğunu biliyorsanız diğer ayrıntılarla çok ilgilenmeden onu gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz.
Özgür yazılım ve açık kaynak lisanslarıyla ilgili şartları okuduğunuzda aradaki farkı kolayca anlamanız mümkün olmayabilir. Bu sizi tedirgin etmesin zaten büyük kalabalıkların da durumu böyle. Bir yazılıma açık kaynak dediğinizde biri sizi "hayır o özgür yazılım" diye uyarıyorsa "arada ne fark var?" diye sorun. Çok büyük ihtimalle açıklayamayacaktır. Bu yazıyı çok uzatmamak için aradaki kavramsal ayrılıkları bir başka yazıya bırakıp burada hangi lisanslar özgür yazılım, hangileri açık kaynak kategorisine giriyor göstermek istiyorum.
Hangi lisansların özgür yazılım kategorisine girdiğini görmek isteyenler buraya [3], açık kaynak yazılım lisanslarının hangileri olduğunu görmek isteyenler buraya [4] bakabilirler. Özgür yazılımla ilgili bağlantıya bakarsanız (biliyorum çoğunluk bakmayacak) hangi lisansların GPL-uyumlu olduğunu, hangilerinin GPL uyumlu olmasa da özgür yazılım olduğunu görebilirler. Hangi lisansların özgür yazılım lisansı olarak kabul edilmediği de nedenleriyle birlikte açıklanmış durumda. Bir lisansın GPL-uyumlu olması o lisansla yazılmış bir kodun GPL lisanslı bir yazılıma dahil edilip dağıtılabileceği anlamına gelir.

GPLv3 uyumlu özgür yazılım ve açık kaynak lisansları

Aşağıdaki lisanslar hem GPLv3-uyumlu özgür yazılım lisansları, hem de açık kaynak lisanslarıdır. Sayıları sizi şaşırtacak kadar fazla olan bu lisansların listesi şöyle:
  • 2-clause BSD License (BSD-2-Clause)
  • 3-clause BSD License (BSD-3-Clause)
  • Apache License 2.0 (Apache-2.0)
  • Artistic License 2.0 (Artistic-2.0)
  • Boost Software License (BSL-1.0)
  • CeCILL License 2.1 (CECILL-2.1)
  • EU DataGrid Software License (EUDatagrid)
  • eCos License version 2.0
  • Educational Community License, Version 2.0 (ECL-2.0)
  • Eiffel Forum License V2.0 (EFL-2.0)
  • GNU Affero General Public License version 3 (AGPL-3.0)
  • GNU General Public License version 2 (GPL-2.0)
  • GNU General Public License version 3 (GPL-3.0)
  • GNU Lesser General Public License version 2.1 (LGPL-2.1)
  • GNU Lesser General Public License version 3 (LGPL-3.0)
  • Historical Permission Notice and Disclaimer (HPND)
  • ISC License (ISC)
  • MIT License (MIT)
  • Mozilla Public License 2.0 (MPL-2.0)
  • Python License (Python-2.1)
  • Sleepycat License (Sleepycat)
  • Universal Permissive License (UPL)
  • W3C License (W3C)
  • wxWindows Library License (WXwindows)
  • Zope Public License 2.0 (ZPL-2.0)
  • zlib/libpng license (Zlib)

GPLv3 uyumlu olmayan özgür yazılım ve açık kaynak lisansları

Bazı özgür yazılım lisansları GPL-uyumlu olmayabiliyor. Genel Kamu Lisansının diğer özgür yazılım lisanslarından farkını daha önce yazmıştım, belki okumak isteyebilirsiniz şimdi [1]. GPL uyumlu olmadığı halde özgür yazılım lisansı olan lisansların sayısı da az değil. Bunların arasından açık kaynak lisansı olarak da adı geçenlerin listesi de şöyle:
  • Academic Free License 3.0 (AFL-3.0)
  • Apple Public Source License (APSL-2.0)
  • Common Public Attribution License 1.0 (CPAL-1.0)
  • Eclipse Public License 1.0 (EPL-1.0)
  • European Union Public License, Version 1.1 (EUPL-1.1)
  • IBM Public License 1.0 (IPL-1.0)
  • LaTeX Project Public License 1.3c (LPPL-1.3c)
  • Lucent Public License Version 1.02 (LPL-1.02)
  • Microsoft Public License (MS-PL)
  • Microsoft Reciprocal License (MS-RL)
  • Mozilla Public License 1.1 (MPL-1.1)
  • Nokia Open Source License (Nokia)
  • Open Software License 3.0 (OSL-3.0)
  • PHP License 3.0 (PHP-3.0)
  • Q Public License (QPL-1.0)
  • RealNetworks Public Source License V1.0 (RPSL-1.0)
  • Sun Public License 1.0 (SPL-1.0)
  • Zero Clause BSD License (0BSD)

Açık kaynak olduğu halde özgür yazılım olmayan lisanslar

Peki açık kaynak olduğu halde özgür yazılım lisansı olarak kabul edilmeyen lisanslar neler? diye soruyor olmalısınız şimdi? Eğer özgür yazılımın ve açık kaynağın şartlarını okumuşsanız bunun kolay kolay sağlanamayacak bir durum olduğunu biliyor olmalısınız ama [3] ve [4] adreslerinde adı geçen ve bu şartı sağlayan sadece bu kadar az lisans olduğunu okumak sizi şaşırtacaktır sanırım. Eğer bu lisanslardan biriyle lisanslanmış bir yazılıma açık kaynak derseniz doğruyu söylemiş olurken, özgür yazılım derseniz hatalı bilgi vermiş olursunuz.
  • NASA Open Source Agreement 1.3 (NASA-1.3)
  • Reciprocal Public License 1.5 (RPL-1.5)
  • Sybase Open Watcom Public License 1.0 (Watcom-1.0)
Buraya kadar sabırla okuduysanız bütün özgür yazılımların doğal olarak açık kaynak olduğunu biliyor olmalısınız. Bu bilgilerden sonra neredeyse bütün açık kaynak yazılımların da özgür yazılım olduğunu görmüş oldunuz.

Arada hiç mi fark yok?

Her ne kadar neredeyse bütün açık kaynak yazılımlar özgür yazılım olmanın kriterlerini yerine getiriyor olsalar da doğrusu yazılım kendisini nasıl tanımlıyorsa o terimi kullanmaktır. Örneğin Genel Kamu Lisansı ile lisanslanmış bir yazılım kendini açık kaynak olarak tanımlıyorsa ona açık kaynak demek doğrusudur ama tersini söylemekte de teknik olarak hatalı bir durum olmadığı herkesçe açık olmalı.

Özgür yazılım ve açık kaynak aynı şey mi?

Yukarıda okuduğunuz şeylere rağmen özgür yazılım ve açık kaynak farklı dünya görüşlerini temsil eden fikirler. Bu konu hakkında ayrı bir yazı okumak isterseniz buradan okuyabilirsiniz.
[1] Genel Kamu Lisansının (GPL) önemli farkı-Copyleft
[2] Açık kaynak sadece kaynak koda erişim anlamına gelmez!
[3] www.gnu.org/licenses/license-list.html
[4] opensource.org/licenses/alphabetical

Alıntı

Özgür Yazılım ile Açık Kaynağın Ne Farkı Var ?

Özgür Yazılım hareketi 1983'de başlayan ve kullanıcıların yazılımları çalıştırma, anlama, değiştirme ve değiştirdikleri halini dağıtma özgürlüklerini savunan bir harekettir. Açık Kaynak ise neredeyse aynı ilkeleri farklı ifadelerle savunan ve 1998'de ortaya çıkan, özgür yazılım topluluğunun içinden çıkan bir oluşumdur
Sahipleri : Necdet Yücel
Özgür Yazılım hareketinin başlatıcısı Stallman açık kaynağı bir yazılım geliştirme metodolojisi, özgür yazılımı ise bir sosyal hareket olarak görmektedir. Stallman uzun yıllardır neden kendisini bir açık kaynak savunucusu olarak kabul etmediğini yazılarıyla ve konuşmalarıyla anlatıyor olsa da çok fazla anlaşıldığı söylenemez. Bu yazıda ikisi arasında bir fark var mı ve biz hangi ifadeyi kullanmalıyız konularını tartışmak istiyorum.

Lisans

Bir yazılımla ne yapabileceğinizi belirleyen şey onun özgür yazılım veya açık kaynak olması değil o yazılımın kullandığı lisanstır. Temel kavramları aynı bile olsa her özgür yazılım lisansı aynı kullanım şartlarını sunmaz. Watcom lisansı gibi neredeyse kimsenin kullanmadığı lisansları bir tarafa bırakırsak bütün açık kaynak yazılım lisanslarının aynı zamanda özgür yazılım lisansı olarak kabul edildiğini görürüz. Konuya lisanslar açısından bakınca özgür yazılımlar ile açık kaynak yazılımlar arasında bir fark yoktur [3].

Yanlış anlamalar

Türkçe konuşan insanlar olarak "free software" ifadesinde yaşanan "bedava" mı "özgür" mü karışıklığını yaşamıyor olmamıza rağmen "open source" yazılım denildiğinde sadece kaynak kodu açık olan yazılımın anlaşılması gibi sorunla, İngilizce konuşanlar gibi, karşı karşıya kalıyoruz. Özgür yazılım denildiğinde arkasında yazılımın ve kullanıcıların özgürlüklerini önemseyen, onun için mücadele eden bir felsefe olduğunu anlamak kolay olmasına rağmen maalesef onun hakkında da kafa karışıklığı az değil. Genel Kamu Lisansı (GPL) en bilinen özgür yazılım lisanslarının başında geliyor olmasına rağmen tek özgür yazılım lisansı değil. GPL özgür yazılımın dört şartına ek olarak Copyleft kavramını da kullanmaktadır. Özgür yazılımın şartları yazılımı sizin nasıl haklarla edineceğinizi belirlerken Copyleft onu nasıl dağıtmanız gerektiğini söyler. Yani Copyleft özelliğine sahip bir lisansla lisanslanmış bir yazılımı yine aynı şartlarla dağıtmanız gerekir [1]. Bütün özgür yazılım lisanslarının böyle bir zorunluluğu olmamasına rağmen maalesef genel kanı bu yönde ülkemizde.
Açık kaynak ise ülkemizde en az anlaşılan kavramlardan biri. Bunda adının yaptığı çağrışımın etkisi de büyük elbette. Hem kullanıcılar, hem de önemli miktarda geliştirici bir yazılımın kaynak kodunu görebildiğinde onu açık kaynak sanmak gibi bir kavramsal hataya düşüyor [2]. Github benzeri bir kod barındırma ortamına yazılımının kaynak kodlarını koyan bir yazılımcı onun hemen açık kaynak olduğu yanılgısına kapılıyor.
Açık kaynak yanlış anlaşılmaya çok müsait olduğundan açık kaynak ifadesini her kullandığımızda onun kaynağı açık olan yazılım anlamına gelmediğini ve mevcut 10 şartını anlatmak oldukça zor bir iştir. Bunu yapmadığımızda hem özgür yazılım hem de açık kaynak hareketlerinin uğraştıkları konuları önemsememiş oluruz. Özgür yazılım dediğimizde birilerinin kafasını karıştırma riski oldukça düşüktür. Günümüzde gittikçe artan bir hızla özel mülk yazılımların da kaynak kodlarının açıldığını hesaba katarak, insanları yanlış yönlendirmemek için açık kaynak yerine özgür yazılım ifadesini kullanmak daha doğru bir hareket olacaktır.

Düşmanımız açık kaynak değil özel mülk yazılımdır

Özgür yazılım taraftarları olarak sıklıkla açık kaynak ifadesini özgür yazılım olarak düzeltiyoruz. Bunu kafa karışıklığına neden olmamak için yaptığımız halde, istemeden de olsa, sanki açık kaynağın kötü bir şey olduğu algısını da yaratabiliyoruz. Halbuki durum böyle değil. Özgür yazılım ve açık kaynak hareketleri kullanıcıların özgürlüklerini savunan hareketlerdir. Biz özgür yazılım savunucuları açık kaynağı düşman olarak görmeyiz. Hem özgür yazılımın hem de açık kaynak yazılımın insanlık için kötü olarak kabul ettiği yazılımlar özgür olmayan (özel mülk) yazılımlardır.

We in the free software movement don't think of the open source camp as an enemy; the enemy is proprietary (nonfree) software.

Alıntı

Genel Kamu Lisansının (GPL) önemli farkı: Copyleft

Copyleft yazılımınızın mevcut halinin ve/veya değiştirilmiş halinin de özgür yazılım olarak kalmasını garantilemenin bir yoludur
Sahipleri : Necdet Yücel
Özgür yazılım sade ve güçlü bir mekanizma üzerine kurulu bir felsefe. Özel mülk yazılım lisansları nasıl firmaları koruyan hükümler içeriyorsa özgür yazılım lisansları da kullanıcıları, yani toplumu korumaya çalışıyorlar. Bir yazılım lisansının özgür yazılım lisansı kabul edilebilmesi için ilgili yazılımla ilgili aşağıdaki dört temel özgürlüğü garanti etmesi gerekiyor:
  • Yazılımı herhangi bir amaç için çalıştırma özgürlüğü,
  • Yazılımın nasıl çalıştığını öğrenme ve onu değiştirme özgürlüğü,
  • Yazılımı yeniden dağıtma özgürlüğü,
  • Yazılımın değiştirilmiş halinin dağıtılabilmesi özgürlüğü.

Elbette bunlar çok genel hükümler ve bunları sağlayan çok sayıda özgür yazılım lisansı mevcut. Lisans metinleri çoğunlukla ayrıntıları da tanımlayan, özel durumlarda nasıl davranılması gerektiğini tarif eden hukuki metinler. Yazılım geliştiricilerin bu lisans metinlerini okumamak gibi bir lüksü olamaz çünkü yaptıkları iş açısından çok belirleyici metinler bunlar. Yazılımlar hemen hemen her zaman başkalarının yazdıkları kitaplıkları içerdiğinden geliştiricilerin hangi kitaplıkları kendi yazılımına dahil edip edemeyeceğini, hangi kitaplıkları bir arada kullanabileceğini bu metinlerden başka öğrenebilecekleri bir alternatifleri yoktur.
Aslında kullanıcılar da bir yazılımı kullanmadan önce onun getirdiği kısıtlamaları ve sağladığı özgürlükleri öğrenebilmek için bu lisansları okumalı ama hem metinler yer yer teknik ifadeler içeriyor hem de çok uzunlar. Asıl bağlayıcı metinler İngilizce olanlar olmasına rağmen Linux Kullanıcıları Derneğinin kamuoyunun kullanımına sunduğu Özgür Yazılım Lisansları sayfası oldukça yararlı olacaktır. Eğer yazılım geliştiricisi değilseniz özgür yazılımın temel kavramlarını ve kullandığınız yazılımın bir özgür yazılım olduğunu bilmek yeterli bir güven zinciri oluşmasını sağlayabilir.
İdeal bir dünyada yukarıdaki dört şart yeterli olabilecekken günümüz dünyasında özgür yazılımların özel mülk yazılımlara dönüştürülmesinin önüne geçmek için bazı önlemler almak gerekmektedir. Genel Kamu Lisansının yukarıdaki şartlara ek olarak getirdiği en önemli farklılık Copyleft'tir.
Copyleft yazılımınızın mevcut halinin ve/veya değiştirilmiş halinin de özgür yazılım olarak kalmasını garantilemenin bir yoludur. Copyleft bir özgür yazılımı alan kişilere onun özgün halini ve/veya değiştirilmiş halini yine özgür yazılım olarak dağıtmaları gerektiğini söyler. Yani elde ettiğiniz Copyleft özelliğine sahip bir yazılımı aldığınız özgürlükleri aynen devretmeden dağıtamazsınız. Bu şartın bütün özgür yazılımlara ait olmadığını sadece Copyleft'in bir getirisi olduğunu akıldan çıkartmamak gerekir. Bütün özgür yazılımların böyle zorunlulukları yoktur. Bazı özgür yazılım lisansları aldığınız yazılımın kaynak kodunu kapatıp özel mülk yazılım olarak dağıtmanıza bile izin verir. GPL Copyleft özelliğini taşıyan bir özgür yazılım lisansıdır. Özgür yazılımların bir listesi için bu adrese bakabilirsiniz.
Copyright, yani telif hakkı, kullanıcıların özgürlüklerini kısıtlamak için kullanılan bir terim iken Copyleft bu özgürlüklerin devam etmesini garanti altına almaya yöneliktir. Adının çağrıştırdığının aksine Copyleft, Copyright'ın tersi değil onu kullanmanın bir yoludur. Copyleft yazılımın telif hakkından vazgeçmek anlamına gelmediği gibi eğer telif hakkından vazgeçerseniz Copyleft'in kullanımının şartları ortadan kalkmış olur. Yani telif hakkına sahip olmadığınız bir yazılımın nasıl dağıtılacağına zaten karışamazsınız.
Yazdığınız kodu Genel Kamu Lisansıyla nasıl lisanslayabileceğinize dair bu yazıyı da okumak isteyebilirsiniz.

Alıntı

Açık kaynak sadece kaynak koda erişim anlamına gelmez!

Açık kaynak (open source) Türkçede nadiren doğru kullanılan bir terim. Özgür yazılım yerine bilerek/bilmeyerek açık kaynak denildiği gibi bazen de sadece kaynak kodun ulaşılabilir olması bile bir yazılıma açık kaynak denilmesine neden olabiliyor.
Sahipleri : Necdet Yücel
Açık kaynak (open source) Türkçede nadiren doğru kullanılan bir terim. Özgür yazılım yerine bilerek/bilmeyerek açık kaynak denildiği gibi bazen de sadece kaynak kodun ulaşılabilir olması bile bir yazılıma açık kaynak denilmesine neden olabiliyor. Özgür yazılım ile açık kaynak yazılım arasındaki farkları başka bir yazıya bırakarak burada bir yazılımın açık kaynak yazılım sayılabilmesi için gerekli koşulları açıklayalım.
Açık kaynak girişimi genel kanının aksine özgür yazılım hareketinden çok sonra başlamıştır. Özgür yazılım gönüllülerinin taraftarı olmadıkları bir yazılım felsefesi olsa da açık kaynak yazılımların sadece kaynak kodlarının açık olduğu, başka bir özgürlüğü beraberinde getirmediği fikrini maalesef çok yaygın olarak duyuyoruz. Hatta özel mülk bir yazılımın kaynak kodunu github benzeri bir ortamda görenlerin onu açık kaynak yazılım sanması bile az rastlanır bir şey değil. Aslında son derece açık bir konu olmasına rağmen en çok kafa karışıklığına neden olan konulardan da biri. Bir açık kaynak yazılım lisansının sağlaması gereken şartlar aşağıdaki gibi:

1. Ücretsiz yeniden dağıtım

Bir açık kaynak yazılım lisansı ile yazılımın satışı veya başka yazılımların bir parçası olarak dağıtılması kısıtlanamaz ve bu satışlardan bir pay talep edilemez.

2. Kaynak kod

Programın kaynak kodu içermesi ve derlenmiş haline olduğu gibi kaynak kodun da dağıtılmasına izin vermesi gereklidir. Programın kaynak kodu içermeyen bir biçimi varsa tercihen web adresinden ücretsiz indirilmesine izin verilmelidir. Kaynak kodun bir programcının değiştirebileceği bir biçimde olması gerekir. Kasten karmaşıklaştırılmış veya bir çeviriciden geçirilmiş kodlar kabul edilmez.

3. Türetilen işler

Bir açık kaynak lisansı değişikliklere ve türetilen işlere izin vermeli ve onların özgün yazılımın lisansı ile aynı şartlarda dağıtılmasına izin vermelidir.

4. Yazarın kaynak kodunun bütünlüğü

Lisans yazılımın kaynak kodunun değiştirilmiş halinin dağıtılmasını ancak tek bir durumda kısıtlayabilir. Bunun mümkün olabilmesi için yazılım kaynak koduyla birlikte derleme zamanında kullanılabilecek yama dosyalarının dağıtımına izin verilmelidir. Böyle bir şey yapıldığında lisansta açıkça yazılımın değişiklik yapılmış kaynak koddan derlenebileceği belirtilmelidir. Yazılım kaynak kodda değişiklik yapılıp derlendiğinde isminin veya sürüm numarasının değiştirilmesini gerekli kılabilir.

5. Kişi veya gruplara yönelik ayrımcılık yapılamaz

Yazılım lisansıyla herhangi bir kişiye veya gruba yönelik bir kısıtlama getirilemez. Bazı ülkelerin ticaret kanunları böyle şeyler yapmayı zorunlu kılıyor olabilir ama lisansta bu yasalara uyma gerekliliğini hatırlatılabilir ancak kendisi bu kısıtlamalara dahil olamaz.

6. Çalışma alanına yönelik ayrımcılık yapılamaz

Yazılımın herhangi bir amaç için çalıştırılması engellenemez. Örneğin bir yazılımın ticari kullanım veya genetik araştırmalar için kullanılması kısıtlanamaz.

7. Lisansın dağıtımı

Programa eklenen haklar ayrıca bir sözleşmeye gerek kalmadan programın yeniden dağıtıldığı herkes için geçerli olmalıdır.

8. Lisans bir ürüne özgü olmamalı

Programa eklenen haklar, programın belirli bir yazılım dağıtımının parçası olmasına bağlı olmamalıdır. Program bu dağıtımdan çıkarılır ve lisans koşulları dahilinde kullanılır veya dağıtılırsa, programın yeniden dağıtıldığı tüm taraflar, orijinal yazılım dağıtımı ile birlikte verilenlerle aynı haklara sahip olmalıdır. Örneğin bir ofis paketini açık kaynak lisanslarından biriyle lisansladığınızda bileşenlerinden birinin ancak bu paketle birlikte kullanıldığında lisansla verilen haklara sahip olacağını söyleyemezsiniz. Her bir bileşen ayrı ayrı da kullanılsa lisans aynen geçerli olmalıdır.

9. Lisans diğer yazılımları kısıtlamamalı

Lisans, lisanslı yazılımla birlikte dağıtılan diğer yazılıma kısıtlamalar getirilmemelidir. Örneğin, lisans, aynı ortamda dağıtılan diğer tüm programların açık kaynaklı yazılım olması gerektiğinde ısrar etmemelidir. GPL ile lisanslanan yazılımlar da bu koşulu sağlarlar. Bu koşulu yazılımınızda GPL lisanslı bir kod parçasını veya GPL lisanslı bir kitaplığı kullanmanız durumunda yazılımınızı da GPL ile lisanslamanız gerekmesiyle karıştırmamak gerekir. Bir GNU/Linux dağıtımının açık kaynak lisanslı bir programı dağıtması onun sadece benzer lisanslı yazılımları dağıtabileceği anlamına gelmemesi gibi düşünülebilir.

10. Lisans bir teknolojiye bağımlı olmamalıdır

Lisansın hiçbir hükmü bir teknolojiye veya arayüze bağımlı olmamalıdır. Kullanıcının bir arayüzde koşulları kabul etmesi ve bir düğmeye tıklaması gibi zorunluluklar karşısında alternatifsiz bırakmasına izin verilmemektedir.
Gördüğümüz gibi bir yazılımın açık kaynak lisansına sahip olması onun sadece kaynak kodlarına ulaşılabildiği anlamına gelmediği gibi açık kaynak bir yazılımı alıp kaynak kodunu kapatarak dağıtamazsınız. Açık kaynak yazılım lisanslarının listesine buradan bakabilirsiniz.

Alıntı

Kaynak Kodun Açık Olması Güvenliği Nasıl Etkiler?

Özgür yazılımla yeni tanışmış olanların aklına ilk gelen sorulardan biri kaynak kodun açık olmasının bir güvenlik sorunu oluşturup oluşturmayacağı oluyor
Sahipleri : Necdet Yücel
Özgür yazılımla yeni tanışmış olanların aklına ilk gelen sorulardan biri kaynak kodun açık olmasının bir güvenlik sorunu oluşturup oluşturmayacağı oluyor. Madem programın kaynak kodu ortada saldırganlar bunu saldırı için de kullanabilirler, bu da olumlu bir şey değil diye düşünüyor büyük kalabalıklar. Güvenlikle ilgili neredeyse bütün yazılımların kaynak kodlarının açık olması, kullandığımız bütün şifreleme araçlarının kodlarının ortada olması içinizi rahatlatmıyorsa birlikte bakalım durum gerçekten böyle mi?

Algoritmayı gizleyerek güvenlik sağlanamaz

Kriptografi dersinin başlangıcında anlatılan konu budur: bir algoritmayı gizleyerek onu daha güvenli hale getiremezsiniz. Konuyla ilgisi yok ama gizlenmesi gereken şey algoritma değil anahtar olmalıdır. Eğer güvenlik için tek dayanağınız algoritmanın gizliliği olursa o sızdırıldığında (saklanmak isteyen her şey bir gün sızdırılacaktır) algoritmanın yenilenmesi gerekecektir. Bunun ne kadar büyük maliyetli bir iş olacağı düşünülünce açıklıktan başka alternatif olmadığı da görülecektir.

Hatasız yazılım olmaz!

Yazdığınız programın kaynak kodunu ister açın isterseniz kapalı tutun mutlaka hatalar/açıklar içerecektir. Yazılımı tek başınıza sizin yazmış olmanız veya bir grupla geliştirmiş olmanız bu gerçeği değiştirmeyecektir. Ne kadar kalabalık bir geliştirici topluluğunuz olursa hatalar da o kadar azalacaktır. Benzer şekilde test için projeye ayırabileceğiniz kaynak da hataların azaltılmasına olumlu katkıda bulunacaktır. Projenizin kaynak kodlarını geliştirici ekipten başka kimsenin görmesine izin vermezseniz bütün bu yük sizin üzerinizde olacaktır. Halbuki projenizi bir özgür yazılım veya açık kaynak lisansıyla lisanslarsanız kaynak kodlarınıza başkaları da bakıp hataları size bildirebilecek veya daha da iyisini yapıp iyileştirmeleri size gönderebilecektir. Eğer benim projeme kim bakacak diyorsanız kendi endişenizi kendiniz ortadan kaldırmışsınız demektir ama projenizi dışarıdan katkı almaya uygun bir şekilde lisanslarsanız projeye ayıracağınız bütçe ile bedelini ödeyemeyeceğiniz geliştiricilere ve testçilere kavuşabilirsiniz.

Özgür yazılımlara daha çok göz bakar

Yazılımın geliştiricisi değil de kullanıcısı iseniz daha çok kişi tarafından ortaklaşa geliştiriliyor olması ve daha fazla test edilmiş olması sizin için daha az hata barındıran bir yazılım anlamına gelecektir. Neden bir şirketin çalıştırabileceği sınırlı sayıda yazılım geliştiriciye güvenebilirken dünyanın dört bir tarafına dağılmış çok daha büyük kalabalıklara güvenmeyeceksiniz? Hangi şirket bir tarayıcı yaklaşık 5000 kişinin kod göndermesine, yani yazılımın kodlarını okumasına kaynak ayırabilir? Bunu ancak özgür yazılımın gücü sağlayabilir.

Yazılımların hataları çoğunlukla kod okuyarak bulunmaz

Bir projenin kaynak kodlarını okuyup hatasını bulmak tahmin edilenden çok daha zor bir iştir. Elbette yazılımların hataları, açıkları kodları da okunarak tespit edilebilir ama yukarıdaki örneğe bakarsanız yaklaşık 16 milyon satırlık bir projede bunun pek kolay bir iş olmayacağını tahmin edebilirsiniz. Peki yazılımların açıkları nasıl bulunuyor? Belirli koşullar altındaki davranışlarına bakılarak elbette. Neredeyse bütün GNU/Linux dağıtımlarının varsayılan olarak kullandığı kabuk olan bash'in 1989'dan bu yana içerdiği bir hata ancak 2014'de görülebildi. Eğer kodu okuyup açığı tespit etmek sanıldığı kadar kolay olsaydı bu 25 yıldan kısa sürerdi herhalde.

Özgür yazılımların açıkları çok hızlı kapatılabilir

Özgür yazılımlar kullanıcılarına yazılım üzerinde değişiklik yapma ve bu değişikliği dağıtma hakkı verdiklerinden bir yazılım için geçerli bir hata veya açık bulunduğunda onu mutlaka geliştiricinin düzeltmesi gerekmez. Yazılımın geliştiricisini veya ait olduğu firmayı beklemek zorunda kalmazsınız özgür yazılım kullanırken.
Yazılımın kaynak kodlarının açık olması elbette yukarıda saydığım avantajlar için yeterli değildir. Eğer kullanıcılar yazılımı istedikleri gibi çalıştıramıyorsa, değiştiremiyorsa, dağıtamıyorsa veya değiştirdiği halini dağıtamıyorsa yazılım bu getirilerden mahrum kalacaktır. Yani sadece kaynak kodun açık olmasından sihirli bir iyileştirme beklememek gerekir. Bu avantajları bize sağlayan şey özgür yazılımdır.

Alıntı

Son kullanıcı için özgür yazılım neden önemli?

Bu yazıda son kullanıcı açısından bu sözleşmelerin nasıl önem taşıdığından bahsedeceğiz
Sahipleri : Necdet Yücel
Her yazılımın mutlaka bir lisansı olur. Bazı yazılımlar kurulum sırasında bir kullanıcı sözleşmesi gösterip onay alırken bazıları lisans metninin bir kopyasını diske kopyalar. Kurulum sırasında gösterilen metinler nadiren okunurlar. Zaten programı kurdum, bunu da onaylayıp geçeyim diye düşünülür çoğunlukla. Bu yazıda son kullanıcı açısından bu sözleşmelerin nasıl önem taşıdığından bahsedeceğiz ama önce çok kısaca güney afrikadan bahsetmek istiyorum.
Bilindiğiniz gibi çok yakın zamana kadar Güney Afrika Cumhuriyetinde siyahilere uygulanan ırkçı uygulamalar yasal desteği olan uygulamalardı. Yani aşağıda fotoğrafını gördüğünüz sadece beyazların oturabildiği banklar, sadece beyaz kadınların girebildiği tuvaletler, sadece beyazların su içebildiği çeşmeler keyfi uygulamalar değil, kanunlarla çerçevesi çizilmiş şeylerdi. 'Bir konunun yasalara uygun olması onu insani yapar mı?' sorusunu yazının sonuna kadar aklınızda tutmanızı isterim.

Burada örnek olarak Adobe Photoshop lisans sözleşmesini veriyorum ama Amerika kökenli firmaların hepsinin ürünlerinde aynı ifadeler mevcut. Yani her Microsoft ürününü kullanırken bu maddeleri onaylamış oluyorsunuz.
Bu sözleşmeyi kabul ederek ABD'nin ihracat kısıtlamasına tabi ülkelerden birinde yaşamadığınızı ve bunlardan birine yazılımı doğrudan veya dolaylı bir şekilde ihraç etmeyeceğinizi kabul etmiş oluyorsunuz. Bu maddenin Amerikan'ın ticaret kanununa uygun olduğuna elbette şüphe yok ama yazılımı kullanmak için (bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) Küba, İran, Kuzey Kore, Suriye veya Sudan'da yaşamadığınızı ve hatta yazılımı doğrudan veya dolaylı bir şekilde oralara ulaştırmayacağınızı beyan etmek insanlığın hangi kanununa uygun?

Tekrar ilk fotoğrafa bakın ve sadece beyazların oturabildiği banklara oturan beyazlar hakkında ne düşündüğünü aklınıza getirin. Az önce siyahilerin oturamadığı banklara ben de oturmam diyordunuz siz de. Peki bin yıldır yanı başımızda yaşayan İranlı kardeşlerimizin kullanamadığı yazılımları kullanıyor olmanın bundan ne farkı var? Yarın Amerika ile aramız kötü olursa bu yazılımları kullanamayacak olmak bir yana konunun nasıl bir ayrımcılık içerdiği herkes için çok açık olmalı.
Sadece beyazların ön koltuklarına oturabildiği otobüsleri kullananlara 'nasıl oldu da kullanabildiniz o otobüsleri?' diye sorabilseydik muhtemelen "başka alternatif yoktu, mecburdum" cevabını alacaktık. Güney Afrika Cumhuriyetinde neler yapılabilirdi ayrı bir yazının konusu ama şurası bir gerçek ki siz mecbur değilsiniz. Özgür yazılımlar herkesin özgürce kullanabileceği seçenekleri sunuyor hepimize.
Önünüzdeki iki otobüs arasında seçim yaparken ikisinin konforunu veya hızını değerlendirme aşamasına geçmeden önce birine sizin gibi olmayanların binemediğini düşünüp öyle seçim yapın. Sıra eğer konforu karşılaştırmaya gelirse özgür yazılımlar bu rekabete çoktan hazırlar.
Bu konuda çok zamandır yazmak istiyorum ama çok uzun bir yazı yerine her yazıda ayrı örneklerin olduğu bir kaç yazı yazmaya karar verdim. İlk örnek çok severek kullandığım pebble.
Pebble arkasında bilindik bir marka olmadan milyonun üzerinde saat satabilmiş bir girişimdi. Kitle fonlaması tarihinin en başarılı, sevilen ve rekabetçi ürünlerinden birini ortaya çıkaran firma geçtiğimiz aylarda fitbit'e satıldı. Fitbit sadece fikri mülkiyet haklarını satın aldı ve artık pebble üretmeyecek. Pebble'ın da elinde sadece donanım kaldı ve üzerindeki yazılımlar olmadan saat satamayacağı için bu harika ürün artık satılmayacak. İşin kötüsü çok yakın gelecekte elimizdeki saatleri de aldığımız amaca uygun kullanamıyor olacağız.
Pebble etkileşimli saatlerin en başarılısıydı bence. Hem IOS, hem android cihazlarla çalışması, zamanla çok genişlemiş ve giderek büyüyen marketi ve bir haftayı geçen şarj süresi onu alternatiflerinin önüne geçiriyordu. Apple ürünlerinden ucuzdu ama onlardan ucuz olmamak oldukça zor bir konu zaten. Geliştiricilere hem yerellerinde hem de bulutta çalışma ortamları sağlaması ve insanları pebble üzerinde uygulama geliştirmeye teşvik etmesi etrafında kalabalık bir kitle oluşmasını sağlamıştı. Hatta Gülşah LibreOffice'in giyilebilir teknolojilerle ilk etkileşimimiz diyerek duyurduğu pebble-remote'u geliştirmiş ve bu LibreOffice geliştiricisi ve TDF üyesi olmasının ilk adımı olmuştu.
Buraya kadar her şey çok güzelken pebble'ın eksik tarafı donanım sürücülerinin ve üzerinde çalışan rom'un özgür olmayışıydı. Pebble büyük bir ivmeyle büyürken çok az kişinin aklında ileride bu firma ortadan kalkarsa saatleri nasıl kullanacağız sorusu vardı. Pebble da yakın vadede kaybolacak gibi görünmüyordu, ard arda kickstarter projeleri rekorlar kırıyor, hep yenilikler peşinde koşuyordu. Bugün geldiğimiz noktada ise kollarımızdaki bu çok da ucuz olmayan ama çok sevdiğimiz saatlerin ömürleri tükenmek üzere. Bunu kısaca açıklayayım: pebble cep telefonuyla bluetooth ile haberleşip bildirimleri almanıza ve telefondaki bazı şeyleri yönetmenize imkan veren bir saat. Cep telefonuna kurulan uygulama da ilk olarak pebble sunucularına bağlanıp kullanıcı hesabını etkinleştiriyor. Önümüzdeki dönemde fitbit bu sunucuları çalıştırmayı durdurduğunda kolumuzdaki saat elimizdeki telefona bağlanamıyor olacak. Bu zaman gelmeden yeni bir android/IOS sürümü çıkarsa telefon uygulaması bu işletim sistemlerine kurulamayacak. Ya telefonlarımızdan, ya da saatlerimizden vazgeçmek zorunda kalacağız.
Eğer pebble üzerinde koşan yazılımlar özgür yazılım olsaydı, pebble ortadan kalkmadan çok önce alternatif rom'lar piyasada dolaşıyor olurdu. Kimse yapmamış olsa biz yapardık bunu ;) Kolumuzdaki saatleri onların yaşam ömürlerinin sonuna veya biz bıkana kadar kullanabilirdik.
Özgür yazılım konuya sadece faydacı açıdan yaklaşan son kullanıcılar için bile bu derece önemli.
Neredeyse herkesin evinde üzerinde kamera ve mikrofon bulunan, internete bağlanabilen televizyonların olduğu bir dönemdeyiz. Mikrofonlar sayesinde televizyonları kumanda kullanmadan yönetmek mümkün olabilirken, kameralarla görüntülü görüşmeler dev ekranlardan gerçekleştirilebiliyor. Hayatı kolaylaştıran gelişmeler gibi görünen bu "olanaklar" bazılarımıza birer 1984 sahnesi gibi görünse de yaşantımızın birer parçası oldular bile.
Üzerinde internete bağlanabilen ve uygulamalar kurulabilen bir işletim sistemi bulunan, kamera ve mikrofonu kontrol edebilen televizyonların aslında birer bilgisayar olduğu gerçeği son kullanıcının genellikle gözünden kaçıyor. Bu televizyonların işletim sistemleri ve üzerinde koşan yazılımlar da çoğunlukla sahipli, kapalı kaynak kodlu yazılımlar oluyor. Bir kaç örnekle bu yazılımların özgür yazılım olup olmamasının son kullanıcıyı nasıl etkilediğine bakalım.
Yaklaşık iki yıl önce Samsung televizyonların kullanıcıların seslerini kaydetmesiyle ilgili yazılar okumuştuk. Samsung bunun bir güvenlik sızıntısı değil bir özellik olduğunu ve kapatılabildiğini söylese de ses kaydetmeyi kontrol eden yazılım da kapalı kaynak kodlu bir yazılım olduğundan kaydetme işlemini gerçekten kapatıp kapatmadığının tek garantisi Samsung firması elbette. Bu televizyonlardaki yazılımlar özgür yazılım olsaydı kullanıcılar sadece Samsung'a güvenmek yerine onun kodlarına bakabilecek binlerce yazılım geliştiriciye güvenebileceklerdi.
Daha bugün çıkan bir haberde de internete bağlanabilen oyuncak ayıların sahiplerinin diğer bilgilerinin yanı sıra kaydettikleri seslerin de ele geçirildiği yazıyordu.
Kullandığımız diğer cihazlar da üzerinde sesli komutlara cevap veren bir çok ajan çalıştırıyor. Amazon tabletlerde Alexa, Apple üründe bulunan Siri bunların en yaygın örnekleri. Her iki uygulamanın da sesleri dinleyip ona cevap verme özellikleri kapatılabiliyor. Elbette gerçekten kapattıklarına inanırsanız. Bu ürünler de kapalı kaynak kodlu olduklarından kapandı denilen özelliklerin gerçekten kapandığına inanmak için tek dayanağınız karşınıza çıkan kapandı mesajı. Apple da, Amazon da garantisi benim diyor. Televizyonun satın alındığı yer böyle dese; yani bozulursa bana getir, marka garantisi yok ama garantisi benim dese onu almayacak insanlar dünyanın bir ucundaki şirketlere güvenip bu cihazları kullanıyorlar.
Bahsettiğim cihazlar üzerinde koşan yazılımlar özgür yazılım olsaydı elbette onları satın alanların çok büyük çoğunluğu o yazılımların kaynak kodunu açıp bakamayacaktı ama zaten ihtiyacımız olan da bu değil. Yazılım özgür olduğunda (hatta açık kaynak kodlu olduğunda bile) üretici haricindeki insanların kontrolüne açık olacağından güvenebileceğimiz çok geniş bir kitle olacaktır. Böyle olduğunda ise ne evinizdeki televizyon sizden habersiz sesinizi kaydedebilir ne de tabletiniz artık seni dinlemiyorum dediğinde açık kalmaya devam edebilir.
Elbette yine de güvenlik açıkları olacaktır ama bunları farketme ve düzeltme konusundaki tek umudumuz bir ticari firma olmaktan çıkacaktır. Ayrıca yukarıda bahsedilenlerin güvenlik açığı değil kasıtlı yapılan şeyler olduğunu aklımızdan çıkartmayalım.
Özgür yazılım konuya sadece mahremiyeti açısından yaklaşan son kullanıcılar için bile bu derece önemli.
Özgür yazılımlar doğaları gereği sahipli yazılımlardan daha düşük ücretlerle sahip olunabilir yazılımlardır. Çok büyük oranda ücretsiz olarak kullandığımız özgür yazılımları para verip alsak bile dağıtılmaları ile ilgili bir kısıtlama olmadığından bir kere elde ettiğiniz özgür yazılımı isterseniz satabilir, isterseniz ücretsiz dağıtabilirsiniz. Peki bir sahipli yazılıma para verdiğinizde aslında neye sahip olursunuz? Yazılımı kurarken kabul edip devam ettiğiniz son kullanıcı sözleşmelerinde bu durum açıkça belirli ama çoğumuz onları okumadığımız için bir kaç noktaya dikkat çekmek önemli olacak.
Örnek olarak sahipli bir yazılım olan Microsoft Windows 10 işletim sisteminin kullanıcı sözleşmesinde neler olduğuna bakalım:
Kullanıcıların önemli bir çoğunluğu yazılım için ödedikleri paranın karşılığı olarak yazılımı satın aldığını düşünür ama bu çoğu durumda doğru değildir. Windows işletim sistemi için ödediğiniz paranın karşılığında "Yazılımın satışı yapılmamakta, lisansı verilmektedir". Eğer satın almış olsaydınız onun nasıl çalıştığını anlamak için istediğiniz amaçla çalıştırabilir, değiştirebilir, dağıtabilir, değiştirdiğiniz halini dağıtabilirdiniz. Örneğin bir otomobil için ödediğiniz bedelin karşılığında aldığınız arabayı kime isterseniz satabilirsiniz, motorunu açıp nasıl çalıştığına bakabilirsiniz, eğer elinizden geliyorsa bütün aksamını ihtiyaçlarınıza uygun değiştirebilir ve bu haliyle satabilirsiniz. Bahsettiğim bu işlemleri yapabileceğiniz yazılımlar özgür yazılımlardır.
Parasını ödediğiniz MS Windows işletim sisteminin "yazılımın teknik kısıtlamalarını aşacak çözümler üretmek", "yazılımda tersine mühendislik işlemi yapmak, yazılımı kaynak koda dönüştürmek veya assembler diline çevirmek veya bunları yapma girişiminde bulunmak" ve "yazılımı, ticari barındırma için sunucu yazılımı olarak kullanmak" son kullanıcı sözleşmesiyle yasaklanmış durumda. Bunları elbette çoğu kullanıcı zaten yapmayacaktır ama yapmasının yasak olması farklı bir şey.
Yazılımı "yayımlamak, kopyalamak, devretmek veya ödünç vermek" de yasaklananlar arasında. Mesela bir yakın arkadaşınız isterse yazlığınızın veya arabanızın anahtarını kimseden izin almadan verebilirken isteyeceği şey MS Windows olursa ona 'kusura bakma' demeniz bekleniyor. Hatta başka bir bilgisayarınız varsa ona da kurulum yapamazsınız. "Yazılımı yeni bir cihaza her devrettiğinizde, önceki cihazdan kaldırmalısınız". Bu da yetmediyse kurulum yaptığınız işletim sistemi üzerine sanal makineye bile ikinci bir kurulum yapmanıza yine aynı kullanıcı sözleşmesi izin vermiyor.
Madem bu kadar kıymetli bir şey diyerek lisansına bu kadar para verdiğiniz yazılımın kopyasını alıp saklamak isterseniz (sadece saklamak için) "yedekleme amaçlarıyla yazılımın tek bir kopyasını oluşturabilirsiniz".
Peki bu işletim sistemini kullanırken gizliliğim, güvenliğim ne durumda diye merak ediyorsanız sözleşmede buna da açıklık getirilmiş: "Bu anlaşmayı kabul etmekle ve yazılımı kullanmakla, Microsoft'un Microsoft Gizlilik Bildiriminde (aka.ms/privacy) ve yazılım özellikleriyle ilişkili kullanıcı arabiriminde açıklandığı şekilde bilgileri toplayabileceği, kullanabileceği ve açıklayabileceğini kabul etmiş olursunuz". Bu sözleşmeyi kabul eden birinin 'bilgisayarımdan bazı bilgiler toplanmış ve birilerine verilmiş' diye sızlanmaya hakkı yok çünkü baştan bunu kabul ediyor.
Buraya kadarki şartları bir şekilde kabul etmişseniz bile yazılımın sizin ücretini ödeyip lisansını aldığınız şekilde bilgisayarınızda kalacağından da emin olamazsınız. Yine sözleşmede geçen ifadeyle "Bu anlaşmayı kabul ederek, ek bildirim olmaksızın bu tür otomatik güncelleştirmeleri almayı kabul edersiniz". Yani bilgisayarınıza kurduğunuz yazılım yarın bazı işlevleri yerine getirmeyebilir veya bilmediğiniz (aslında kaynak kodu kapalı olduğu için hiçbir zaman bilemeyeceğiniz) yeni işlevler edinmesini sağlayacak bir hale size bir bildirim mesajı bile göstermeden dönüşebilir.
Yazılımı kendiniz kullanmaktan vazgeçip başkasına devretmek isterseniz, devredeceğiniz kişinin Amerikanın ticaret ambargosu uygulamadığı bir ülkede yaşamasının gerekmesi de kendi başına kabul edilemez bir durum olmalı normal insanlar için.
Normalde benzer şartları sunan hiçbir ürüne değil para vermek, bedava olsa kullanmayız. Özgür yazılımlar yukarıda bahsi geçen kısıtlamalarla karşılaşmayacağınız, size özgürlükler sunan yazılımlardır.

Alıntı

Yazdığınız Kodu GPLv3 ile Nasıl Lisanslarsınız

Son zamanlarda yazılımlarını GPL ile lisanslamak isteyen ama bunu nasıl yapacağını pek bilemeyenlerin sayısının hiç de az olmadığını görüyorum. Aslında yapılacak işlem basit olmasına rağmen bir programın GPLv3 ile nasıl lisanslanacağını kısaca özetlemek istiyorum.
Sahipleri : Necdet Yücel
Bir program geliştirdiğinizde onu bir özgür yazılım lisansıyla lisanslamanız kamunun ondan en büyük faydayı sağlamasına imkan verecektir. Özgür yazılımlar kullanımı, dağıtımı, değiştirilmesi ve değiştirilmiş halinin dağıtılması konusunda kısıtlama getirilemeyecek yazılımlardır. Son zamanlarda yazılımlarını GPL ile lisanslamak isteyen ama bunu nasıl yapacağını pek bilemeyenlerin sayısının hiç de az olmadığını görüyorum. Aslında yapılacak işlem basit olmasına rağmen bir programın GPLv3 ile nasıl lisanslanacağını kısaca özetlemek istiyorum.

En güvenlisi aşağıdaki ifadelerin her kaynak dosyanın başlangıcına eklenmesi:

(programın adını ve ne yaptığını özetleyen bir satır.)
Copyright (C) (yıl) (yazarın adı)


This program is free software; you can redistribute it and/or modify
it under the terms of the GNU General Public License as published by
the Free Software Foundation; either version 3 of the License, or
(at your option) any later version.


This program is distributed in the hope that it will be useful,
but WITHOUT ANY WARRANTY; without even the implied warranty of
MERCHANTABILITY or FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. See the
GNU General Public License for more details.


You should have received a copy of the GNU General Public License
along with this program; if not, write to the Free Software Foundation,
Inc., 51 Franklin Street, Fifth Floor, Boston, MA 02110-1301 USA

Birden çok dosyadan oluşan programlar için lisanstaki "this program" ifadesini programın adıyla değiştirmek ve lisans bilgisinin başlangıcına “This file is part of NAME” ifadesini eklemek daha uygun olacaktır. Her kaynak dosyanın en azından "copyright" ifadesini içeren satırı ve diğer uyarı mesajlarının nerede bulunacağı bilgisini içermesi gerekir. Kaynak kodla birlikte COPYING veya LICENSE isimli bir dosyada GNU Genel Kamu Lisansının bir kopyasını dağıtmanız gerekmektedir. Geliştiriciye ulaşmak için bir eposta adresi eklenmesi de son derece önemlidir. Yazdığınız program konsoldan kullanıcıyla etkileşime giriyorsa ilk çalıştırıldığında aşağıdaki gibi bir uyarı mesajı vermelidir:

Gnomovision version 42, Copyright (C) yıl yazarın adı
Gnomovision comes with ABSOLUTELY NO WARRANTY; for details type `show w.
This is free software, and you are welcome to redistribute it
under certain conditions; type `show c' for details.

Buradaki show w ve show c ifadeleri yerine programda uygun karşılıklar nelerse onların yazılması gerektiğini de vurgulamış olalım. Eğer programınız bir grafik arayüze sahipse bu bilgileri Hakkında bölümünde görüntülemelisiniz. GNU Genel Kamu Lisansı programınızın sahipli bir yazılımın içinde kullanılmasına izin vermez. Eğer yazdığınız kod sahipli yazılımların da bağlanmasını istediğiniz bir kitaplık ise onu GNU Kısıtlı Genel Kamu Lisansı ile lisanslamayı düşünebilirsiniz.



Bu Sayfayı Paylaş:

İletişim Bilgileri

Takip Et

Her Hakkı Saklıdır. Bu sitede yayınlanan tüm bilgi ve fikirlerin kullanımından fibiler.com sorumlu değildir. Bu sitede üretilmiş , derlenmiş içerikleri, fibiler.com'u kaynak göstermek koşuluyla kendi sitenizde kullanılabilirsiniz. Ancak telif hakkı olan içeriklerin hakları sahiplerine aittir