İçerikler :

Bilinçdışı (Unconscious) Değişmezlik ilkesi(Nirvana ilkesi) Ego - Benlik Haz İlkesi (Pleasure Principle) İd - Alt Benlik Libido Psikanaliz Psikanaliz (Psikodinamizm) Savunma Mekanizmaları Sigmund Freud Süper Ego - Üst Benlik Topografik(Yerbetimsel) Teori Yapısal Teori Yapısal Teori - Sigmund Freud'un Öne Sürdüğü ..

Bu Sayfayı Paylaş:

Kişi

Sigmund Freud

1856-1939 tarihi arasında yaşamış, Psikanaliz kuramının kurucusu nörolog ve psikolog

Kavram

Psikanaliz

Tanım: Sigmund Freud tarafından 19. yy sonlarında ortaya atılmış , temel olarak insan davranışlarında bilinçdışı kavramların (cinsellik, açlık, su, dışkılama vb.. içgüdü ve dürtüler) etkisi olduğunu ve tedevi için bunların ortaya çıkarılması gerektiğini savunan psikoloji kuramı ve kuruma dayanılarak gerçekleştirilen tedavi yöntemleri. Sigmund Freud insan davranışlarının üç farklı zihin düzeyi (İd , Ego ve Süperego) arasındaki etkileşmden doğdunu savunmuştur

Kavram

İd - Alt Benlik

Tanım: Psikanaliz kuramına göre bir insanın en ilkel arzu , dürtü ve güdülerini (cinsellik, açlık, su, ısınma , dışkılama vb..) temsil eden zihin bölümü.

Kavram

Ego - Benlik

Tanım: Psikanaliz kuramına göre dış dünya gerçekliği ile edilen bilgilere davranılmasını sağlayan zihin bölümü. İd bölümün isteklerini dış dünya gerçekliğine göre kontrol eder ve sansürler

Kavram

Süper Ego - Üst Benlik

Tanım: Psikanaliz kuramına göre bir insanın toplum ve aile eğitimi sonucu oluşan ahlak kurallarına göre hareket etmesini sağlayan ve bir çeşit denetleme görevi gören zihin bölümü

Kavram

Bilinçdışı (Unconscious)

Tanım: Bir canlıdaki bilerek veya farkında olarak (bilinçli olarak) yapılmayan zihinsel aktivitelerin tümü

Kavram

Yapısal Teori

Tanım: Psikanaliz kuramında kişiliği belirleyen zihin bölümlerini İd, Ego ve Süperego şeklinde üç bölüme ayırma

Kavram

Topografik(Yerbetimsel) Teori

Tanım: Psikanlizde zihin yapılarını Bilinç, Önbilinç ve Bilinçdışı şeklinde üç farklı bölüme ayrılması. Sigmund Freud daha sonraları Yapısal Teoriyi kullanmıştır

Kavram

Libido

Tanım: Psikanaliz'de her insanın içinde olduğu varsayılan, cinsellik ile ilgili ruhsal enerji

Kavram

Haz İlkesi (Pleasure Principle)

Tanım: Her canlının içinde doğuştan var olduğu düşünülen , sürekli haz (hoşlanma - zevk alma) arama ve acı veya ağrıdan kaçma (hazsızlıktan uzak durma) ve ile ilgili ilke

Kavram

Değişmezlik ilkesi(Nirvana ilkesi)

Tanım: Psikanalizde canlı zihninin tüm dış uyarılardan kurtulma ve olabilecek en düşük düzeye (cansız maddelerin istikrar ve denge durumu gibi) ulaşma eğilimi

Kavram

Savunma Mekanizmaları

Tanım: Bir kişinin kendi içinden gelen istekler ile (id'den gelen istekler) dış dünyadan gelen etkilerin çatışması veya birbirlerine engel olması durumunda oluşan gerginliklerin ve sorunların giderilmesi için , insanların bilinçsiz (veya bilinçli) olarak kullandığı davranış, duygu ve düşünce biçimi. Savunma mekanızmaları insanları rahatlatır ve dış dünyaya uymasını sağlar

Veri

Yapısal Teori - Sigmund Freud'un Öne Sürdüğü Psikanaliz'e Göre İd, Ego ve Süperego Zihin Yapıları

Sigmund Freud'un öne sürdüğü psikanaliz'e göre bir insanın kişiliği etkileyen üç zihin yapısı veya bölümü bulunmaktadır. Bu teoriye Yapısal Teori denilmektedir  : 

  • İd - Alt Benlik : Bir insanın en ilkel arzu , dürtü ve güdülerini (cinsellik, açlık, su, ısınma , dışkılama vb..)  temsil eden zihin bölümü. 
  • Ego - Benlik  : Bir insanın dış dünya gerçekliği ile edilen bilgilere göre davranılmasını sağlayan zihin bölümü.  İd bölümün isteklerini dış dünya gerçekliğine göre kontrol eder ve sansürler
  • Süperego - Üst benlik : Bir insanın toplum ve aile eğitimi sonucu oluşan ahlak kurallarına göre hareket etmesini sağlayan ve bir çeşit denetleme görevi gören zihin bölümü.

 


Blog

Psikanaliz (Psikodinamizm)

Psikanaliz -veya psikodinamizm- bilinçaltının varlığını kabul eden, Sigmund Freud'un kurduğu psikoloji biliminin bir ekolüdür.

Psikanaliz -veya psikodinamizm- bilinçaltının varlığını kabul eden, Sigismund Scholomo Freud'un kurduğu psikoloji biliminin bir ekolüdür. Psikanalizi diğer ekollerden ayıran özelliği bilinçaltının varlığını kabul eden tek ekol olmasıdır.

 

Orta Çağlarda Bilinçdışı Kavramları

Orta çağlarda insan beynindeki bozukluklar nerolojik sebeplere dayandırılıp çeşitli yöntemlerle hasta tedavi edilmeye başlamıştır. Bilim dünyasında bilinçdışının varlığı şiddetle reddedilmiş ve bilinçdışı filozofların eline malzeme olarak bırakılmıştır. Schopenhauer, Nietzsche gibi Alman filozoflar bilinçdışını tanımlamaya çalışmışlardır:

"Duygu ile akıl, alet ve oyuncaktır. Bunların ardında bir ego vardır."

Frederich Nietzsche

"Seks gerçekten bütün hareketlerin ve davranışların görünmez noktasıdır."

Artur Schopenhauer

 

Psikanalizin Doğuşu

Genç Freud, çalışmak ve histeri üzerine incelemeler yapmak için Joseph Breur'un yanında çalışmaya başlar. Breur'un yanında hipnotizmayı inceleme fırsatı bulur. Freud ve Breur, hipnoz seansındaki hastanın hipnoz esnasındaki hiçbir şeyi hatırlamadığını fark eder. Daha sonra Freud hastayı sıkıştırır ve hasta hipnoz esnası anıları hatırlar. Freud, anıların bilinçte bir yerde saklandığını ve istendiğinde oraya ulaşılabileceğini düşünmeye başlar.

 

Breur ile yazdığı "Histeri Üzerine Denemeler"de Anna O. takma adlı -gerçek adı Bertha Pappenheim olan- histerik bir hastanın üzerinde yaptıkları incelemeleri ele alırlar. Breur bu denemede adını katharsis koyduğu yöntemi tanıtır. Katharsis yönteminde hasta üzerindeki sıkıcı olayları doktora anlatarak semptomları yok eder. Breur, bu yöntemler Pappenheim'in sabahları İngilizce konuşma ve sık sık titreme gibi semptomlarının geçtiğini görür ancak hastanın kendisine duygusal olarak bağlanmasından dolayı Pappenheim'i başka bir senatoryuma yönlendirir. Bu olay aynı zamanda Irvin D. Yalom'un "Nietzsche Ağladığında" adlı romanının konusu olmuştur.

 

Ancak Breur'dan ayrılan Pappenheim'in semptomları kısa bir süre sonra tekrar başlar ve Anna O. olayı Breur'un başarısızlığı olur. Freud bu arada Pappenheim olayını göz önüne alarak psikanalizi kafasında yavaş yavaş şekillendirmektedir.

 

Psikanalizi temelden etkileyen bir konu ise Jean Martin Charcot'un animal manyetizma (hayvansal çekim kuvveti) denemeleri olmuştur. Charcot hastanın vücuduna birçok mıknatıs yerleştirerek mıknatısın iyileştirme etkisini kanıtlamak istemiştir. Ayrıca eli alna koyarak hastanın hipnotik uykuya dalmasını göstermiştir. Bunu animal manyetizma olarak adlandıran Charcot'un teorisi kısa bir süre sonra yerle bir olmuştur. Yapılan araştırmalar sonucu histerikleri tedavi eden şeyin mıknatıs olmadığı, hastanın mıknatıssız da tedavi edilebildiği görülmüştür.

 

Daha sonra Freud ve Breur'un arasında anlaşmazlıklar çıkar. Breur bilinçaltı kavramını şiddetle reddetmektedir ve kısa bir süre sonra yollarını ayırırlar.

 

Mental Apparatus (Ruhsal Aygıt)

Freud insanların bilinç haritasını oluşturur. Bu harita strüktürel olarak ego, süperego ve id; topolojik olarak bilinç, bilinçöncesi ve bilinçaltı olarak bilinir.

 

Ego düşünen adam olarak bilinir. Ego, idin dış dünyaya yakın olan kısmıdır ve id tarafından şekillenir. Gerçeklik ilkesi uyarınca işler. Düşünme yoluyla biriktirdiği bilgiler arasında sentez kurabilir.

 

Süperego, içimizdeki ahlak polisidir. İdden gelen mesajları uygunca sansürler, utanç verici anıları bastırır. Sadece egoyu denetlemez, etraftaki egoları da denetler ve gözler. Vicdan, ahlak gibi soyut kavramlar süperegoya atfedilebilir. Çocuklarda süperegonun gelişimi Oedipus ve Elektra kompleksleri ve sonra gelen uyuklama dönemiyle başlar.

 

İd, Freud'un deyişiyle kaynayan heyecanlar kazanıdır. Bilinçdışından bulunan id, enerjisini libidodan alır. Kişiliğin karanlık ve ulaşılmaz bölümü, kişinin kendini kabul edemediği tek kısmıdır. Örgütlü bir düzeni yoktur, tümüyle haz ilkesine göre ilerler. Bilinç, mantık ve akıl burada geçerli değildir.

 

Oedipus Kompleksi

Freud'un bu teorisi adını Yunan mitolojik hikayesi Oedipus efsanesinden alır. Freud'un dediğine göre yeni doğan çocuk katheksis (yatırma) nesnesi olarak anne memesini görür. Anne memesi yaşını geçince kız çocukları babasına cinsel ilgi duyar ve annelerine rakip olurlar, erkekler ise annesine cinsel ilgi duyar ve babalarına rakip olurlar. Oedipus kompleksi yüzünden psikanalize çoğu zaman panseksüalist etiketi yapıştırılsa da bu sayede çocuğun süperegosunun geliştiği unutulmamalıdır.

Oral dönemde birey ağzından haz alır ve katheksis nesnesini anne memesine yatırır. Etrafındaki nesneleri ağzına sokarak haz almaya çalışır. Anal dönemde ise çocuk anal bölgesinden haz almaya başlar, bu yaşlarda (0-7) tuvalet eğitiminin önemi büyüktür. Daha sonra ergenlik dönemine kadar çocuk bir uyuklama dönemi geçirir. Bu dönemde süperegosal (ahlakî) gelişimi gerçekleşir. Yavaş yavaş soyut düşünmeye başlar. Ergenlik dönemiyle beraber birey genital döneme geçiş yapar ve artık yavaş yavaş gerçeklik ilkesine yol almaya başlar.

 

Elektra Kompleksi

Carl Gustav Jung tarafından öne sürülmüştür. Oedipus kompleksinin kızlarda görünen halidir.





Bu Sayfayı Paylaş:

İletişim Bilgileri

Takip Et

Her Hakkı Saklıdır. Bu sitede yayınlanan tüm bilgi ve fikirlerin kullanımından fibiler.com sorumlu değildir. Bu sitede üretilmiş , derlenmiş içerikleri, fibiler.com'u kaynak göstermek koşuluyla kendi sitenizde kullanılabilirsiniz. Ancak telif hakkı olan içeriklerin hakları sahiplerine aittir