Bir sözcükte bazı hecelerin veya kelimelerin diğerlerine göre daha belirgin, üstüne basarak söylenmesi durumuna vurgu adı verilir. Örneğin "Hayır Olmaz" ile "Hayır işi" cümlelerindeki "hayır" sözcüğündeki hece vurgusu farklıdır. İlk cümlede "ha" hecesi belirgin bir şekilde vurgulu iken ikincisinde "yır" hecesi ilk heceye göre az da olsa daha fazla vurguludur.
Türkçede genellikle vurgu son hecededir. Adlar, sıfatlar, zamirler ve eylemlerde vurgu son hecededir :
- taVUK
- güZEL
- oTUZ
- bıRAK-
- saLAK
- DeğirMEN
Zarflar ve abartmak için kullanılan sıfatlarda ve seslenmelerde vurgu ilk hecededir :
- KAPkara
- HAYli
- Upuzun
- YArın
- GÜzelce
- YEniden
- ARkadaşlar!
- KIzım
- ÇOcuk
- YAhu
- HAYdi
- GARson!
Yine iki heceli yer adlarında da vurgu ilk hecededir.
Bazı Türkçe kökenli kelimeler istisna oluşturur ve vurgu baştadır :
Bazı yabancı kökenli sözcüklerde ise vurgu son hecede değildir :
Birleşmiş veya eskiden birleşmiş olan sözcüklerde vurgu ilk sözcüğün son hecesindedir :
- Nİçin (ne için)
- kaRAtahta
- kapLUMbağa
- giDEdur-
- ŞUra (şol ora)
- TEYze (tay eze)
- BUgün
- ONbaşı
- aYAKkabı
Bu durum birleşik eylemler için de geçerlidir :
- giDEdur
- uyuYAkaldım
- şaŞAkalmış
Bu durum bazı yabancı kökenli sözcükler içinde geçerlidir :
- şüKÜR > ŞÜKretmek
- neŞİR > NEŞretmek
Aynı durum birleşik yer ve coğrafi adlar için de geçerlidir. İlk sözcüğün son hecesindedir vurgu :
- ERzurum (arz-i rum)
- TeKİRdağ (tekür dağı)
- EsKİşehir
Ancak -iye eki ile biten ülke veya bölge isimlerinde vurgu ekten önceki hecededir :
- TÜRkiye
- SüleyMAniye
- TeşVİkiye
Bazı birleşik sözcüklerde vurgu son hecede olabilmektedir :
Özetle normal durumlarda ad, sıfar, zamir, eylemlerde vurgu son hecededir. Zarf ve abartı belirten sıfatlarda ise ilk hece vurgulu olur. Genellikle birleşik sözcüklerde veya tarihin bir döneminde birleşmiş sözcüklerde vurgu ilk sözcüğün son hecesindedir. Ülke ve coğrafi yerlerin bazılarında ise iki heceli ve Türkçe ise ilk hecededir vurgu. Eğer -iye ile bitiyor ise iye’den önceki hecedir. Ancak bütün bu kurallar çoğunlukla olma durumu belirtir ististanları her zaman vardır.
Ek ve Vurgu
Vurgunun son hecede olduğu sözcüklere vurgu alan bir ek veya ekler geldiğinde sözcüğün vurgusu vurgu alan son ekte olur :
- kaPI > kapıLAR > kapılaRIM > kapılarımDA > kapılarımdaKİ
Eğer vurgu almayan ekler de var ise , vurgu almayan eklerden önceki ilk vurgu alan ek vurgu alır :
- güZEL > güZELim > güzelimDE
Yukarıdaki örnekte -im eki vurgu almayan bir ek olmasında dolayı güzelim sözcüğünde vurgu ZEL hecesindedir.
Eğer sözcüğün normal vurgusu son hecede değilse ekler vurgu almaz :
- MAsa > MAsada > MAsalar
- eFENdi > eFENdilik > eFENdilerdi
Vurgu almayan eklerin daha önceden ayrı bir sözcük olduğu ve giderek ekleştiği tahmin edilmektedir. Vurgu almamasının nedeni bu olarak görülmektedir. Örneğin -le eki ile sözcüğünün ekleşmiş halidir ve bu nedenle vurgu almaz. Benzer bir şekilde -se eki ise sözcüğünden, -yor eki yürür/yorur sözcüğünden türemesinden dolayı vurgu almaz :
Vurgunun hangi hecede olduğunu bulmak için bir sözcüğü her hece için ayrı ayrı abartarak sözcük okunur. Yadırganmayan okunuş geçerlidir. Örneğin yumurta sözcüğünü YUmurta, yuMURta, yumurTA şeklinde koyu renkli olanları abartarak sesli okuyun. Hangisi sizi rahatsız etmediyse o vurgulanan hecedir. Bu örnekte son ta hecesi rahatsız etmez.
Cümlede Vurgu
Bir cümlede asıl vurgulanmak istenen şey yüklemin öncesine konulur :
- Ali kitap okumayı seviyor (Kitap okumak vurgulanıyor)
- Kitap okumayı Ali seviyor (Ali vurgulanıyor)
Benzer bir şekilde :
- Ali yarın Sivas’a gidecek (Sivas vurgulanıyor (nereye gidileceği belirtilmiş))
- Yarın Sivas’a Ali gidecek (Ali vurgulanacak (kimin gideceği özellikle belirtilmiş))
- Ali Sivas’a yarın gidecek (Yarın vurgulanıyor (ne zaman gideceği önemli))
Devrik cümlelerde ise cümle başına alınan vurgulanıyor demektir. Yüklemden sonraki de vurgusuz belirtiliyor :
- Ali seviyor kitap okumayı (Ali vurgulanıyor)
- Kitap okumayı seviyor Ali (Kitap okuma vurgulanıyor)
Cümle sırasında bazı yerlerde bir bekleme vererek anlam verilebilir. Bu bekleme noktasına durak adı verilir. Aksi takdirde karışıklığa yol açabilir. Örneğin aşağıdaki durak yeri olup olmamasına göre farklı anlama gelebilir :
- Hırsız / kadına saldırdı
- Hırsız kadına / saldırdı
İlk cümlede bir hırsızın bir kadına saldırdığı söylenirken , ikinci cümleden bir kişinin cinsiyeti kadın olan bir hırsıza saldırdığı söylenmektedir.