İlk çağ deyince aklımıza Sümerler, Asurlar, Babiller, Antik Mısırlılar, Hititler, Urartular, Elamlar, Medler vb.. gelir. Biraz daha yakın ilk çağ dönemleri için ise Grekler, Truvalılar, Etrüskler, Lidyalılar, Frigler, İskitler, Persler, Fenikeliler vb.. akla gelir. Roma, Hunlar, Germenler, Kartaca, Gotlar, Vandallar vb.. biraz daha yakın tarihler için akla gelir.
Bu ilk çağ toplumlarının etnik ve dilleri hep merak edilmiştir. Bir çok millet bir ilk çağ tarihleri olması için kendilerini bu toplumlara bağlamaya çalışmışlardır. Asur, Babil, Fenikelilerin vb.. Sami kökenli olduğu kabul edilmiştir. Hitit, Frig, Lidya ve sonrasındaki Grekler ve Persler de Hint-Avrupalı olarak kabul edilmişlerdir. Ancak eğer o toplumun yazısı yoksa veya varsa da yazısı ve dili tam çözlemediyse veya sınıflandırılamıyorsa Yağma Hasan'ın böreği gibi paylaşılır. Her toplum kendisini Medlere, Sümerlere, Elamlara, Etrüsklere, Truvalılara, Urartulara, İskitlere bağlar durur.
İlk Çağda tarihi olmayan milletler bu çağda da bir tarihleri olmasını ister. İstemelerinde anormal bir şey yok. Tabi bu sahiplenme özellikle orta çağ ve yakın çağda fazla tarihleri olmayan toplumlar ve milletler için daha da değerlidir. Ancak sahiplenme işi de akla ve mantığa uygun yapılmalıdır. Bir Hint-Avrupa veya Sami kavmi olan bir toplumun dilleri eklemeli olan Sümer, Elam, Urartu, Hurri, Hatti gibi toplumlara sahiplenmesi kendilerini komik duruma düşmesine sebep olacaktır. Bu toplumlara sahiplenilme ihtimali olanlar Fin/Ugor, Türk/Moğol, Kafkas ve Dravidler gibi eklemeli dilli toplumlar olabilir sadece. Yazısı tam tespit edilemeyen, dili çözülemeyen toplumları herkes sahiplenebilir ki sahipleniyorlar zaten. İskitler için İranî, Slav ve Türk tezleri malum. Medler de dili bilinmediği için herkes sahiplenebilir. Etrüsklere için de dili çözülemediği için de herkes sahiplenebilir.
Ancak nedense her millet antik döneme kendilerini bağlarken Türklerin bağlaması birilerine kelimenin tam anlamıyla "batmaktadır". Sümer dili ilk anlaşıldığında Sami ve Hint-Avrupa değil Turanic bir dil olduğu düşünülüyordu. Hem de işin uzmanı Batılılar tarafından. Ancak bazı Avrupa ırkçıları buna karşı çıktılar. Nasıl olur da Turanic bir ırk bu uygarlığı yaratır zırvalığı ile.
İşin bir tefrit tarafı var. O da her şeyi mantıksızca Türk yapan, genellikle ulusalcı kanattan kişilerdir. Bu kişiler Türk-İslam dönemi tarihi kabul etmedikleri için ve Türkçü kitleleri de kandırmak için herkesi Türk yapmaktadırlar. Hatta bunlar bilerek ve isteyerek ilk çağda Türklerin izlerini iyi niyetle, bilimsel olarak aramaya çalışanları da sabote etmektedirler. İnsanları bu dönemde Türklerin izlerini aramaktan uzaklaştırmaktadırlar.
Özetle yeni kaynaklar yeni bulgular geldikçe kim haklı kim haksız ortaya çıkacaktır. Önemli olan sadece gerçekleri öğrenmeyi istemek ve de bilimsel yöntemden şaşmamaktır.