Soykırım oluşturan eylemler
Bu Sözleşme bakımından, ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden her hangi biri, soykırım suçunu oluşturur.
a) Gruba mensup olanların öldürülmesi;
b) Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi;
c) Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak, yaşam şartlarını kastten değiştirmek;
d) Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak;
e) Gruba mensup çocukları zorla bir başka gruba nakletmek
Dahiliye Nazırı Talat Paşa valiliklere ve mutasarraflıklara Ermeni komitelerinin faliyetlerininin engellenmesi için genelge göndermiştir.
Bu genelgeden sonra Hışnak ve Taşnak gibi Ermeni parti ve komitler kapatılmış , belgelerine el koyulmuş ve üyeleri tutuklanmıştır.
Osmanlı Hükümeti 27 Mayıs 1915 günü "Sevk ve İskan Kanunu" olarak adlandırılan geçici kanunu çıkarttı . Bu kanun "Geçici Tehcir Kanunu" olarak ta bilinir.
Bu kanun sonucu bir çok bölgedeki Ermeni'ler tehcir edilmişlerdir.
1915'deki Ermeni olaylarını (adına her ne diyorsanız) iki ana bölümde değerlendirmek gerekir. Birincisi 1915'de neler olduğu , ikincisi bugün Ermeni soykırımı suçlamalarının amacı ve geleceğe etkileri.
1915'de olanlar ile ilgili benim modelim veya fikrim şu şekildedir. Osmanlı devleti içinde bulunan ve Türk olmayan tüm etnik-milli gruplar bağımsızlık savaşına girmişlerdir. Diğer etnik gruplardan daha sonra Ermeni'lerde bu mücadeleye başlamışlardır. Ancak Ermeni'lerin diğer etnik gruplardan farklı olarak hemen hemen hiç bir yerde çoğunluğu oluşturmamalarıdır. Anadolu'nun her yerine dağılmışlardır. Doğu Anadolu'da bile müslümanların toplam sayıları daha fazladır. Bu nedenle Doğu Anadolu'da müslümanları o bölgeden kaçırmak için Ermeni çeteleri özellikle sivil halka karşı şiddet uygulamışlardır. Eğer nüfusun çoğunluğunu oluştursalardı bu tür şiddet eylemlerine girişmeyebilirlerdi. Müslüman halkı şiddet ile yıldırarak bölgeden kaçırmak niyetindelerdi. Bu durum o bölgedeki müslümanların Ermenilere karşı düşmanlık ve intikam duyguları beslemesine neden olmuştur. Ermeni'lerin yaptığı zulümler ve buna karşılık müslümanların Ermeni'lere yaptıklarını bir çok kişi dedelerinden duymuştur. Bu nedenle her iki halkın birbirlerini katlettikleri kesindir. Bu nedenle nüfus çoğunluğu elde etme amacında olan Ermeniler ile müslümanlar arasından bir kan davası , intikam duyguları oluşmuştur.
Osmanlı devleti ve iktidardaki İttihat ve Terakki partisi Ermeni çetelerinin yaptıklarına karşı yeterli önlemleri alamamaktadır. Bunda özellikle dış güçlerin baskısı etkili olmaktadır. Savaş başladıktan sonra bu baskı doğal olarak ortadan kalmış ve sert tedbirler alınabilmiştir.
Ermeni tehcir kararı sadece hem Ermeniler'i müslümanlardan hem de müslümanları Ermeniler'den koruma amacıyla alınmıştır. Ancak bence en önemli amacı Doğu Anadolu'daki müslüman halkı korumaktır. Osmanlı devleti savaşta yenilebileceğini veya bölgeleri savaş sırasında kaybedebileceğini düşünmüştür (Ki Van savaş sırasında Rusya tarafından işgal edilmiş Van ilince çok büyük çapta müslüman katliamları yapılmıştır). Bu durumda Doğu Anadolu Rus'lar tarafından işgal edilecek , oradaki tüm müslümanların kaderi Ermeni'lerin elinde olacak ve müslümanlar katledilecektir. Bu durum oluşma ihitmali nedeniyle Ermeni'lerin Doğu Anadolu'dan temizlenmesi amaçlanmıştır. Bu şekilde bir yenilgi durumda Müslümanların katledilmeli önlenecektir. Diğer bölgelerdeki Ermeni'lerinde müslüman halkan koruma amaçlı olarak tehcir edildiğini zannediyorum. Belki de Suriye'de kendi kendine yetebilen bir Ermeni nüfusu oluşturma amacı güdülmektedir.
Ermeni'lere karşı toplumda sürekli tarih boyunca devam eden bir nefret söz konusu değildir. Ermenil'ler hemen her yerde önemli görevlere gelmesi , edebiyatta veya sanatın her dalında Ermeni'ler ile ilgili aşağılama vs.. hiç bir şeyin olmaması o devirlerde bir Ermeni düşmanlığı olmadığını gösterir. Bu nedenle Ermeni tehcirinin "pratik" bir amaç ile yapıldığı sonucu çıkabilir. Genel olarak devlet'in nefret ettiği bir topluluk sözkonusu değildir. Soykırımların olduğu tüm yerlerde uzun zamandan gelen , kurumsal , yaygın bir nefret ve aşağılama vardır. Ancak Ermeni'ler için bunu söylemek mümkün değildir. Bu nedenle Ermeni'lerin tehcir kararının Doğu Anadolu'daki müslümanları ileride olabilecek bir katliamdan kurtarma amacı taşıdığı düşünüyorum.
Tehcir olayı sırasında yaşanan katliamların bilerek devlet tarafından yapıldığını zannetmiyorum. Yerlerine başarılı bir şekilde götürülen Ermeni kafileleri vardır. Ermeni katliamların bir kısmı soyguncu-eşkiya takımı tarafından yapıldığı kesindir. Ancak benim fikrime göre katliamların en önemli sebebi İngiliz-Fransız-Rus'lar tarafından tehcirinin sabote edilmesidir. Eğer tehcir işlemi başarılı bir şekilde yapılabilseydi Osmanlı aleyhine propaganda yapılamazdı. Bu nedenle İngiliz-Fransa-Rus gizli güçlerinin (ve bu güçlere hizmet eden Osmanlı vatandaşlarının) bu olayı katliam haline getirmek için çabalamışlar ve halkı kışkırtmışlardır. Sonuç olarak bunu başarmışlardır. Osmanlı devletinin bu katliamlardan elde edeceği hiç bir şey yoktur. Ama savaştığı ülkeler bunu propaganda olarak kullanacaklardır ve hala kullanmaktadırlar.
Sonuç olarak Talat paşa ve tehcir kararını verenler Osmanlı'lın savaş sırasında o toprakları kaybedebileceğini veya savaştan yenik düşebileceğini hesaplayıp hem oradaki müslümanları hem de vatan toprağını korumuşlardır. Talat paşa bu nedenle şehit olmuştur ve doğu anadolu'daki müslümanlar ona çok şey borçludur. Bazen şu soruyu kendime soruyorum acaba tehcir kararını alanlar 1917 Bolşevik devriminin olacağını bilselerdi tehcir kararını alırlar mıydı ? 1917 bolşevik devriminden sonra Rusya savaştan çekilmiş ve Doğu Anadolu'daki amaçlarından vazgeçmiştir.
Yukarıda 1915 olaylarını ve neden bu tür olayların olduğu konusunda fikrimi yazdım. Şimdi bugünü değerlendirmek istiyorum.
Ermeni tehcirinin soykırım haline getirmenin amacı "siyasi"dir. Bunda tahminim kimsenin herhangi bir şüphesi yoktur. Eğer "insanlık" için birileri mücadele ediyor ise en azından arada bir balkan ve kafkasyada katliama uğraşım müslümanlara da değinmeleri gerekiyordu. Ancak hiç bir zaman bahsetmezler. Bu durum olayın "insani" değil "siyasi" olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
Ermeni olaylarının soykırım haline getirilip bu kadar büyütülmesinin sebebi Türkiye'ye karşı özellikle Kürt sorunu ile ilgili baskı kurmaktır. Örneğin Türkiye'nin yapacağı herhangi bir askeri operasyonda Türkiye katliamcı ve soykırımcı bire ülke gibi gösterilecektir. Bu nedenle Türkiye'ye karşı bir "kart" olarak kullanılmaktadır.
Ermeni olaylarının soykırım haline getirilip bu kadar büyütülmesinin diğer bir sebebi de ulus devlet-küresel sermaye arasındaki mücadelede araç olarak kullanılmasıdır. Özellikle 1980'lerden sonra kapitalist-sermaye sahipleri, dünya üzerinde belirli bir ideoloji gütmeye başlamıştır. Bu ideoloji ulus devlet karşıtlığı , millet-ulus kavramı (doğal olarak milliyetçilik) karşıtlığı şeklinde kendini göstermektedir. "Küreselleşme" , "Tek kapitalist-liberal dünya devleti" gibi kavramları savunmuşlardır. Bu nedenle bu akım her ülkede kendi devletine düşman bir aydın sınıfı yaratmaya çalışmıştır. Türkiye'de de devlete düşman , Türk kelimesinden hoşlanmayan , Türk tarihini hor görmeye çalışan , Kamalist düşünceyi ve Atatürk'ü hedef alan bir aydın sınıfı türemiştir. Bu sınıf küresel sermaye tarafından sürekli desteklenmekte, medyanın önemli yerlerinde bu kişilere görevler verilmektedir. Ermeni soykırımı olduğunu savunan yazarlara dikkat ettiğinizde çoğunluğunun liberal-kapitalist düşünceyi savunan (sosyalist vs.. olduklarınına savunabilirler) insanlar olduğunu görebilirsiniz. Bu insanların amacı Ermenilerin yaşadığı sıkıntı , katliam vs.. değildir. Bu insanların amacı bu olayları kullanarak Türk devletini , Türk kavramını yıpratmak doğal olarak ulus devlet karşıtlığı yapmaktır. Ermeni soykırımı suçlamasını yapanlar Dersim vs.. gibi bütün olaylarda her zaman devlet karşıtlığını yapmaktadırlar. Bu gruba kürtççü-pkkcıları , liberal-islamcı görüşleride dahil edebiliriz.
Sonuç olarak "Ermeni Soykırımı" suçlamaları küresel, kapitalist sermaye tarafından Türkiye'ye kabul ettirilmeye çalışılan bir düşüncedir. Eğer dış güçler tarafından yönetilmek istemiyorsak bu güçlerin yapmak istediği tüm siyasi hedefleri boşa çıkarılması gerekmektedir. Maalesef bu güçler kendi adamlarını kullanarak bazı insanlar üzerinde de etkili olmaya başlamışlardır. Bu insanlar iyi niyetli olmasına rağmen bu güçler tarafından kullanılan bir piyondurlar sadece. Bu tür bir siyasi olayı çocuk-yaşlı-bebek haline sokarsanız sadece birilerinin aleti olursunuz.
1915'te devlet çok zor bir karar vermiş ve doğu anadolunun elimizde kalmasını ve oradaki müslümanların katledilmesini engel olmuşlardır. O dönemde bu çok zor kararı alan ve bunu canıyla ödeyen insanların (Talat paşa bu nedenle şehit edilmiştir) onurlarını devlet ve vatandaş olarak korumalıyız. Bu hizmetleri nedeniyle örneğin Van'da veya doğu anadolu'daki bir yerde Talat Paşa'nın bir heykelinin dikilmesi bile gerekmektedir. Bu şekilde o insanlara yaptıkları hizmeti anladıklarını , bu zor kararı verdikleri için yanlarında olduklarını göstermiş oluruz.