2884 sayılı Tunceli Vilayeti'nin İdaresi Hakkında Kanun mecliste kabul edildi.
Dersim olayları bugün siyasetin bir aracı olarak kullanılıyor. Atatürk'ü sevmeyenler , Türkiye Cumhuriyeti'ni sevmeyenler veya Türkiye Cumhuriyet'in kuruluş idelojisini (Kemalizm) sevmeyenler bu konuyu özellikle gündeme getirmektedirler. Konu CHP'in aleyhine de kullanılıyor.
Dersim'de ne olduğunu şöyle özetleyebiliriz. Dersim bölgesi aşiretlerin kontrol ettiği bir bölgedir. Orada ki aşiretler kanunları belirler ve orayı istedikleri gibi yönetirler. Oradaki insanlar aşiret reislerinin kulu olmaktan başka bir hakları da yoktur. Ancak cumhuriyet döneminde bunun olması mümkün değildi ve bu anlaşmazlık ayaklanma ile sonuçlandı.
Ayaklanma "halk" ayaklanması kesinlikle değildir. Ayaklanmayı feadal-aşiret ve töre (geri bir sistemin) , cumhuriyet, yurtaş kavramını öne süren, laik ve sosya hukuk devletine karşı olan ayaklanması olarak görmek lazımdır. Kendisi ilerici sosyalist ve liberal gören bazı aydınların bu ayaklanmada feadal-aşiret sistemini destekliyor olması tuhaftır. Ayaklanmanın Zaza (veya Kürt) ve Alevi kimliği ile de bir ilgisi yoktur.
Öncelikle bu tartışmalarda bir kişi hangi tarafı desteklediğini net olarak söylemiyor ise onun samimiyetinden şüphelenmek gerekir. Önce hangi tarafı desteklediğini söyleceksin , ayaklanma sırasındaki yapılan yanlışları veya sert tutumları sonra tartışacaksın.
Ayaklanamanın bastırılması sırasında hukuk dışına çıkılmış olabilir. Bu konuda da devlet gerekli incelemeyi yapmalı ve yanlış var ise kesinlikle kabul etmelidir. Örneğin ayaklanmaya karışmayan insanlar da öldü ise sorumluluğu kabul etmelidir. Bunun için devlet'in bu konuda açık ve net olması gerekir. Vereceği mesaj şuna benzer olmalıdır : "Dersim'de devlet otoritesini kabul etmeyen , feodal ve geri aşiretlere karşı devlet meşru müdafaa hakkını kullanmıştır. Ancak bu müdahale sırasında şu kadar insan (bunu net ve doğru olarak tespit etmelidir) hukuk dışı olarak şuralarada (başka yapılan hukuk dışı hatalar var ise) yanlış yapılmıştır. Devletimiz bu tür hataları tekrarlamayacaktır. Ancak hiç bir devlet otoritesinin kabul edilmemesini kabul edemez ve bu tür bir ayaklanmada yine hukuk içinde gerekeni yapacaktır."
Bu tür ayaklanmalarda hukuk kurallarına göre haraket etmek , uluslararası hukuk kurallarına da uymak gerekmektedir. Ancak bir müdahale hukuk kuralları içerisinde ise (Örneğin insanları gerektiğinde başka bir yere yerleştirme hukuk kuralları içerisinde bir işlemdir) devlet yapılanların hukuk içerisinde olduğunu savunmalıdır.
Dersim isyanın hukuk dışına nerelerde çıkılıp çıkılmadığı tartışılmalıdır. Eğer hukuk içinde yapılan bir konu ise suçlanacak bir durum yok demektir. Tartışılacak konu isyanın bastırılması için siyasi ve ekonomik olarak alınan önlemlerin doğru mu , başarılı mı olup olmadığıdır. Dersim olayları ile ilgili tartışmalarda "bu isyanı bastırmak için şunları yanlış yaptık, şöyle yapsaydık daha iyi ve başarılı bastırabilirdik" şeklinde tartışılmalıdır. Bu şekilde tartışmayan bir kişinin amacı ve niyeti kesinlikle iyi değildir.