Türk dilleri veya lehçeleri genel olarak aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır :
Arapça hkm kökünden (hkm kökü değişmemiştir) türetilmiş kelimeler aşağıdaki gibidir:
Öz Türkçe kelimelerde geniş yuvarlak ünlüler (O,Ö) ilk heceden sonraki hecelerde bulunmaz.
Not : -yor eki bu kuralın dışında kullanılan bir ektir
Dîvânü Lugâti't-Türk (TDK bu şekilde yazmaktadır) Divanü Lugati't-Türk (şapkasız yazım) Dîvâni Lugâti't-Türk (divan kelimesi için -ü değil -i eki kullanılmış) Divanü Lûgati't-Türk (bu sefer û da şapka var ve divan kelimesi şapkasız) Divan-ı Lûgati't Türk (sadece û şapkalı ve -i şeklinde) Divanı Lügati't-Türk (u yerine ü, -ı ekiyle) Divan-i Lugat-i it-Türk (şapka hiç yok ve -i ekiyle) Divanü Lûgat-it-Türk (sadece u'da şapka var ve ve -it- şeklinde tamlama) Divan-i Luqat-i it-Türk (g yerine q kullanılmış, şapka hiç yok ve -i ekiyle)Bunlar dışında farklı yazımlar da görebilirsiniz. Temel olarak farklılıklar aşağıdaki konularda çıkmaktadır :
Dīwān Lughāt al-Turkşeklindedir. Aslında orjinal Arapça yazımından benzer bir şekilde çevrilmiştir :
ديوان لغات التركYukarıdaki yazıyı birebir çevirdiğimizde Divân Lugât Et-Türk şeklindedir.
ديوان : Divân لغات : Lugât الترك : El-Türk > Et-Türk (ت harfi Hurûf-ı Şemsiyye olarak belirtilen harfler içinde olmasından dolayı harfi tarif olan el , El-Türk değil Et-Türk olarak okunur)Arapçada isim tamlamaları Türkçeye ters şekildedir. Tamlamada harf-i tarif tamlanan kelimeye birleşik okunur:
بابُ الْبيت = bâbü’l-beyt (evin kapısı) دار الدنيا = dârü’d-dünyâ (dünya evi)Dikkat edilirse okunurken bâb kelimesi ile harf-i tarih birleşmiştir. bâbü'l beyt tamlaması da bu şeklindedir. Diğer örnekte de harf-i tarih dâr kelimesi ile birleşik okunur. Ancak dikkat edilirse harf-i tarifteki l okunmaz ve d okunur. Hurûf-ı Şemsiyye harflerinde bu şekilde l okunmaz ve diğer kelimenin ilk harfi kendisini tekrar okutur :
دار السعاده = dârü’s-saâde (mutluluk evi)Bu tamlama örneklerinde tamlamaların her ü/u (ötre) ile yapıldığını görebilirsiniz. Bu nedenle okunuşun aşağıdaki gibi olması gerekirdi :
لغات الترك = Lugâtü't Türk (Türk Lügâtı)Ancak Arapçada üç kelimeli tamlamalar için durum değişmektedir.
مفتاحُ بابِالْبيت = Miftâhu bâbi'l-beyti (Evin kapısının anahtarı)Görüldüğü gibi ilk kelime ötreli (u ile bitiyor), ikinci kelime esreli (i ile bitiyor) ve son kelimenin de başına da harf-i tarif getirilmiştir.
كوه قاف = Kuh-ı Kaf (Kaf Dağı) سيف دين = Seyf-i din (dinin kılıcı)Eser Arapça yazılan bir eser olduğuna göre bu şekilde Farsça tamlama ile kullanmak doğru değildir diye tahmin ediyoruz. En azından eserin gerçek adı bu değil. Bu şekilde kullanımın bir sebebi de Osmanlıcada üç isimden oluşan tamlamaların Arapçadaki gibi yapılmamasıdır. İki kelimeden oluşan Arapça tamlama, Farsçadaki gibi diğer bir kelimeyle tamlama oluşturur. Bu şekilde kullanıldığında Osmanlıca "Türk lügatının divanı" yazmak istediğinizde aşağıdaki gibi yazılmaktadır :
Divân-ı Lugâtü't TürkAncak bu Arapça değil Osmanlıcadır. Bu nedenle asıl eserin ismi bu olamaz.
لغات الترك = Lugâtü't-Türk (Türk Lügâtı) veya Lugâtü't TürkYukarıdaki bazı örneklerde Latin yazışı aşağıdaki gibi farklı şekilde yazıldığı da gözükmektedir.
Lugat-i it-Türk Lûgat-it-TürkBu yazım tarzları doğru mudur emin değilim. Ancak en çok kabul edileni
Lügâtü't Türk Divânü Lügâti't Türkşeklindedir.
ديوان : Divân لغات : LugâtGörüldüğü gibi yukarıda elif öncesi harf uzatılmıştır. Divân kelimesindeki i'nin
Dîvânneye dayanılarak uzatıldığını bilmiyorum.
LûgâtSon olarak da Lugat kelimesinde lügat mı lugat mı olacağıdır. Yani u mudur ü müdür ? Aslında Arapçada Türkçedeki gibi bir ü sesi yoktur. Sadece u-ü arası inceltilmiş bir u sesi var. Ancak Türkler bu harfi ü diye okumakta ve çevirmektedirler. Bu nedenle bize göre Latin harfine çevirdiğimizde u yerine ü yazılması daha doğrudur. Sonuç olarak Türk ifadesini de ü ile yazmaktayız. Halbuki Arapçada ince u sesidir ve ü gibi değildir. Bazı kaynaklarda bu ince u için û yazıldığı da olur.
Divânü Lugâti't-Türk