Bu Sayfayı Paylaş:

Kavram

Muhafazakarlık

Tanım: Her türlü din, kültür, toplum yaşayışı ile ilgili değerleri korumaya önem veren

Blog

Muhafazakarlığın Özel İsim Sorunu

Muhafazakarlık için bir özellik farkettim. O da bir metinde özel isimleri değiştirirseniz o metin tüm dünya muhafazakarları için geçerli ve kabul edilebilir olur.

Muhafazakarlığın bir önemli özelliği vardır. Farklı toplumların, dinlerin, milletlerin muhafazakarları birbirini sevmezler. Ancak bir metni alın, özel isimleri değiştirin , muhafazakarla o metni imza atarlar. Ancak özel isimleri değiştirirseniz aynı metin başka toplumların muhafazakarları tarafından sevilmez. Aşağıdaki gibi örnek bir metne bakalım : 

Bizim dinimiz İSLAM hoş görülü bir dindir. Diğer dinleri ezmez, onları korumayı ister. Ancak HRİSTİYANLIK bu şekilde değildir. Tarih boyunca diğer dinlere düşman olmuş, sürekli çatışma yaşamıştır. 

Yukarıdaki cümlede İSLAM ve HRİSTİYANLIK özel isimdir. Şimdi cümleyi sadece özel isimleri değiştirereki okuyun : 

Bizim dinimiz HRİSTİYANLIK hoş görülü bir dindir. Diğer dinleri ezmez, onları korumayı ister. Ancak İSLAM bu şekilde değildir. Tarih boyunca diğer dinlere düşman olmuş, sürekli çatışma yaşamıştır. 

Görüldüğü gibi , özel isimleri yer değiştirdiğin an muhafazakar için her şey değişir. 

Sadece muhafazakar değil, milliyetçi içinde benzer bir şey geçerlidir. 

Ben buna "Muhafazakarlığın Özel İsim Sorunu" diyorum :)

Mufafazakar-Milliyetçi olmayanlar için ise özel isim değişikliği etki oluşturmaz. 

Basit başka bir örnek verebiliriz. Türkiye'de gelip AKP ve MHP ye oy veren muhafazakar-milliyetçi kimseler, Almanya'da Almanya'nın muhafazakar-milliyetçi olanlarına oy vermezler. Yani Almanya'da solculara veren arkadaş, gelir Türkiye'de AKP'ye oy verir. Bunun sebebi "Muhafazakarlığın Özel İsim Sorunu"dur. Çünkü Alman Mufafazakar-Milliyetçi lerinin konuştukları şeyde özel isim değişmesi gerekir ki bizimkilerden oy alabilsinler. Ancak sol görüşlü bir kişi Almanya'da , Türkiye'de de gider sol partilere oy verir.

Sonuç olarak "Muhafazakarlığın Özel İsim Sorunu" bir kimsenin muhafazakar-milliyetçi seviyesini belirler. 


Blog

Bir İslamcı Aydının Seviyesi : Yusuf Kaplan

Yusuf Kaplan, mürekkep yalamış!, kültürlü geçinen! bir kişi. Ancak gel gör ki görüntü ile içi tamamen başka
Yusuf Kaplan, Lozan'ı hezimet olarak görmeyen herkese "Çekirge", "Salak" ve "Asalak" hakaretleri yağdırarak çeşitli twit'leri attı.
Bu twite karşı çıkan bana çekirge diyemezsin diyen bir kişi tepki gösterdi haklı olarak.
Ben de aşağıdaki iki twit'i attım :
İslamcının "en okumuş aydının" seviyesi bile bu. Onlar gibi düşünmeyenler çekirge, hain, kalleş.
Bir önceki twitte de "Bunu göremeyen ya salaktır ya da asalak" yine hakaret ediyor kendisi gibi düşünmeyenlere
Bu iki twitten sonra beni yasakladı ve aşağıdaki mesajı bana attı :
Defol beyinsiz!
Memleketi sattılar!
Tarihten sürgün ettiler!
Ruhsuz!
DEFOL!
"İslamcının "en okumuş aydının" seviyesi bile bu" yorumumu haklı çıkarır gibi hala hakaretlere devam etti. Artık yargı kendi ellerinde ya, nasıl olsa istediği hakareti yapabilir. Nasıl olsa kimse kendilerine hakaret davası açamaz ve hakkını arayamaz.
Gerçekten merak ediyorum , O kadar kitap okumuş hiç bir bir şey anlamamış dünya hakkında, toplum hakkında. Okuyor ancak boşa okuyor. Okuma eylemi bilinçli olmayanın okuması kuru bir kültür oluyor sadece bu şekilde.

işte bu "İslamcı" olan ancak doğru "Müslüman" olamayan bu aydın müsveddeleri müslüman samimi gençleri etkiliyor ve yönlendiriyorlar. Allah ülkemize yardımcı olsun bunlardan bir hayır gelmeyecek çünkü. Başarısız olacaklar, sonra bir 90 yıllık reklam arası daha olunca bir yüz yıl daha Erdoğan için ağlayacaklar

Blog

İslamcı veya Muhafazakar Aydının Yanılgısı

Türkiye'de "İslamcı Aydın" olarak tabir edilen aydınların, hayal ettikleri bir Türkiye hiç bir zaman olmayacak. Neden bu şekilde olacak anlatalım.

İslamcı Aydın Tabiri

Öncellikle bazı dindar/muhafakazar insanlar İslamcı ifadesinden rahatsız olurlar. Kendilerine dindar, mumin, muhafazakar hatta sadece müslüman denilmesini isterler. Ancak bu ifadeler kendilerini karşılamaz. Çünkü İslamcı sadece "müslüman" değildir, sadece dindar  veya muhafazakar da değildir. Bunların daha ötesidir ve bu durumu İslamcı tabiri karşılamaktadır. Hatta bir İslamcı çok da muhafazakar , dindar olmayabilir. Örneğin sadece Cuma namazı kılar ama İslamcıdır.
İslamcı terimi , müslüman, İslamî bir düzen isteyen ve bunu getirmek için çalışan, dünyaya ve hemen her şeye İslam cephesinden bakan, dünyada tüm müslümanların birlikte hareket etmesini savunan kişilerin ortak bir ifadesidir. Bu kişilerin okumuş, kültürlü kesimlerine "İslamcı Aydın" veya münevver, radikal olanlarına "Radikal İslamcı", ABD/Batı ve modern yaşam tarzıyla kavga etmeyen veya en azından kabul etmiş olanları "Ilımlı İslamcı" olarak kabul edilebilir.

Muhafazakarlığın Azalması

Türkiye daha 19 yy dan beri Batı etkisine girmiştir. Bu durum kültürünü, toplumunu değiştirmiştir. Çünkü etkilenme hiç bir zaman sadece teknoloji-bilim boyutunda kalmaz. Önce bilim-teknoloji alırsın, son bu teknoloji ile piyasa ekonomisi seni belirli bir yaşam tarzına zorlar. Bu yaşam tarzı eski kültürünü etkiler  ve değiştirir. Eski kültürünle ve dininle, yaşamınla, modern yaşam arasında çelişkiler artar. Bir de buna laikliğin etkisi girince artık toplumu din değil modern yaşam şekillendirir.
Muhafazakar kesimden olan MAK Danışmanlık Şirketi, ‘Toplumun Din Algısı ve Dine Bakışı’ adlı bir araştırma sonucu yayınlamıştır. Toplumun sadece %24'ü 5 vakit namaz kılmaktadır. Arapça Kuran okuyabilenlerin yüzdesi %16 gibi çok düşük bir yüzde. Örneğin "Öldükten sonra dirileceğimize ve bir hesap âlemi (ahiret) olduğuna inanıyor musunuz?" sorusuna %81 evet demiş ki geri kalan %19'nin inanmadığını veya en azından şüpheleri olduğu gösteriyor.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Sinan Yılmaz'ın araştırmasına göre ailelerin yüzde 87’si yeni kuşakların din konusuna ilgisinin azaldığını, Batılı değerlerden etkilendiklerini söylüyor. Yani yeni kuşak geldikçe dinden uzaklaşma daha da artıyor.
Akademisyen Volkan Ertit'e göre, örneğin evlilik öncesi flört sayısının giderek artığını belirtmiştir. Benzer bir şekilde evlilik öncesi ya da evlilik dışı cinsel ilişki sayısında da artış var. Yine Ertit söyleşisinde,
"Hem muhafazakâr cenah hem de seküler cenahta kadınlar, annelerine kıyasla vücut hatlarını ortaya çıkaran kıyafetleri tercih ediyorlar"
şeklinde kadınların ve hatta erkeklerin kıyafet tercihlerinin değiştiğini belirtmiştir. Ertit toplumda imamların ve din adamlarının etkisinin de azaldığını belirtmiştir :
" İmamlar eskiden köyde sözünün üstüne söz söylenmeyen kişilerdi. Her konuda yönlendiriciydiler. Sağlık, ekonomi falan. Yüzde seksenin kentlerde yaşamaya başlamasıyla birlikte imamlara fikir danışan kalmadı."
Ertit, Medya dilinin de muhafazakarlaşmadığını tam tersine dinin etkisinin azaldığını belirtmiştir.
Diyanetin açıklaması ilginçtir :
Bugünkü gençlik, bir nesil öncesinin dünyasını kendisi için dar görüyor ve kabul edilemez buluyor. Bunu dikkate alarak yeni bir dil ve üslup üzerine çalışmak zorundayız
Yani Diyanet kısacası gençliği tutamıyoruz ve dindar yapamıyoruz yeterince diyor.
Volkan Ertit, son olarak devlet eliyle toplumun dindarlaştırılamayacağını savunmuştur :
Bilimsel gelişmeler, kapitalizm ve kentleşme bir toplumda var ise o topumun değiştirilmesi çok zor
Sonuç olarak modern hayatın etkisinde kalmış, kentleşen toplumlarda muhafazakarlığın giderek azalması doğaldır. Muhafazakar hukumet veya devlet bu azalma hızını azaltabilir o kadar. Örneğin muhafazakar iktidar değilken 10 birim azalan muhafakarlık, muhafazakar yönetim iktidarıyken 7 veya 8 birim azalmaktadır.
İslamcı aydın, bu tabloyu görmesine rağmen elinden bir şey gelmemektedir. Ne kadar topluma baskı yaparsa yapsınlar, kadınlar eşitlik ve çalışmak isteyecek, gençler kızlı-erkekli arkadaş grupları kuracak, Batı müziklerden ve sinemasından etkilenecek, daha özgür bir yaşam sürmek isteyeceklerdir. İslamcı Aydın modern-laik öncesi din-ümmet kültürünü devam ettirmeye çalışıyor ki nafile bir çabadır.
Günümüzden ilginç bir örnek verirsek. Bugün ATV izleyen kaç kişi, bu kanalın muhafazakar iktidarın bir kanalı olduğunu iddia edebilir. Ana haberde hükumet yanlısı tutum olmasa bu kanalın iktidar kanalı olduğunu kimse anlamaz. Ne dizilerinde, ne programlarında en ufak bir muhafakarlık yoktur. Muhafakarlıkları sadece kandil ve Ramazanda aklına gelir ki zaten bizim milletimizin çoğunluğu da öyledir.

Dış Politikada İslamcılığın Başarısızlığı

Ülke içinde toplumu muhafazakar yapamayan İslamcı aydın, dış politikada ülkenin "İslamcı" bir politika izliyebilmesini sağlayabiliyor mu ? Bu konuda da başarısızdır.
İçte sekülerleşen toplum, devletin de seküler düşünmesini ister ve bu konuda onu etkiler. Bu tür bir toplumda din temelli bir politika gütmek, iktidarı zor duruma düşürmektedir. Bu nedenle öncelik dünyevidir.
Bir sıkıntı da dış politika devletlerin çıkarlarına göre şekillenir. Zannedildiği gibi ideolojilerinin ve dinlerinin bir önemi yoktur. Daha doğrusu sadece ülkenin çıkarları vardır. Bu çıkar belirli bir şekilde idelojileştirilir ve sistemleştirilir.  Bu şekilde devlet hem çıkarını hem de çıkarına uygun gelen ideolojisini savunur.
Örneğin Türkiye'de 2010'lardan sonra özellikle Sunni İslamcı politika gütmeye başlayan AKP hukumeti, belirli şartların ve gerçeklerin zorlamasından dolayı buna devam edememiştir, bugün Şii İran, Irak ve Suriye ile anlaşma zemini aramaktadır. Ayrıca Rusya ile de müttefiklik peşindedir. Görüldüğü iç ve dış dünya şartları din temelli bir dış politika yürütülmesini imkansız kılmaktadır.

Kaynaklar

www.habervaktim.com/haber/424802/muhafazakarlik-giderek-azaliyor.html
www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/turkiye-dindarlasmiyor-aksine-dinden-uzaklasiyor-30083737
www.yenisafak.com/yazarlar/aysebohurler/dindarlik-aynasinda-turkiye-allaha-inanip-kalbi-temiz-tutmak-54899
www2.diyanet.gov.tr/StratejiGelistirme/Afisalanlari/dinihayat.pdf



Bu Sayfayı Paylaş:

İletişim Bilgileri

Takip Et

Her Hakkı Saklıdır. Bu sitede yayınlanan tüm bilgi ve fikirlerin kullanımından fibiler.com sorumlu değildir. Bu sitede üretilmiş , derlenmiş içerikleri, fibiler.com'u kaynak göstermek koşuluyla kendi sitenizde kullanılabilirsiniz. Ancak telif hakkı olan içeriklerin hakları sahiplerine aittir